Biz ne günah işledikte çocuğumuz sakat oldu, düğünümüzde de iyi hocalar gelmişti, nikahımızda sağlamdı işte bu sözler seni daha kötü olma noktasına kadar götürebilecektir. Kim bilir belki Allah seni sevdiği için engelli bir çocuk verdi sana. Amaç seni biraz daha yıpratıp günahsız bir kadın ya da erkek olarak huzuruna almak istedi var mı itirazın. Baktı ki Allah sen namaz kılarak sabahlara kadar kur’an okuyarak bir sevap kazanamayacaksın verdi sana engelli bir çocuk bunaldın, strese girdin,ah puff ettin, yoruldun günahların döküldü tertemiz bir insan olarak rabbine gittin.
Engelli çocuk büyütenler sıkıntılı hayat yaşayanlar cennette ne kadar mutlu olacaklar o dertlere ne kadar sevinecekler ne iyiymiş o diyecekler. Ama burada kaderinin kıymetini bilip imtihan kazanırsanız bu mümkün.
Sağlam veya sakat rabbim verdi.
O seni sakat çocukla da imtihan edecek sabredebilecek misin diye, sağlam çocukla da imtihan edecek şımaracak mısın diye.
“Engelli çocukların sıkıntılarını iman çerçevesi dairesinde çeken anne ve babaya cennet müjdeler olsun.”
Engelli bir çocuğu olup da kesinlikle ve kesinlikle itiraz etmeden onların gerçekten de kendi başlarına bir musibet olarak gönderilmediğini düşünen güzel insan bunun sana mükafatı elbette ki cennet olacak. Engelli çocuğuna yapmış olduğun saygı sevgi ve merhamet senin cennet kazancın olacak. Kazancın CEMALULLAH olacaktır elbette. Ancak burada iman olmazsa senin alacağın şey dünyadaki mükafatın olacaktır. Bunun için engelli çocuğun için yapmış olduğun her harekette seni çok büyük mükâfatlar, sevaplar ve güzellikler bekliyor.
Mümin ana ve mümin baba cinsiyet ve engel tanıma onu kendisine Allah’ın emaneti olarak tanır. Rabinin emaneti dedikten, rabbinin kaderine razı olduktan ve bu imtihanı kazanayım dedikten sonra ister engelli olsun ister engelli olmasın kime ne?
Yani ben mi hesap yaptım ben mi planladım da eyvah tam olmadı kolunu ya da bacağını yapamadık diyeceğiz. “Ne verdiysen ya rabbi sana hamd ederim” diyebiliyor olmak en önemli şeydir.
Engelliyse engelli acaba Allah engelli bir çocuk verdikten sonra o ananın ve babanın sevabını normal ebeveynler gibi alır mı? ki merak edip soruyorsun. Neden özürlü çocuk verdin diye. Sağlam çocuğu olanlar kıyamet gününde yüzleri gülecek diye bir garanti mi var?
Dinimizde Engellilerin Yeri
Her şeyi yerli yerinde bilen Allah şu kulunu felçli ya da bilmem neli yaratıyor. Yani bu çocuğun günahı ne? Bu çocuk henüz dünyaya gelmiş iki nefes almadan hasta yaratılmış tedavisi olmayan bir hastalıkla yaratılmış 30 sene 40 sene azap çekerek yaşayacak. Anasına babasına sıkıntı, devletine sıkıntı, doktorun başına dert J böyle gören insanlar da var.
Ama birde Allah gibi Adem (AS)’dan son insana kadar bütün insanları şöyle bir bakışta hepsini bir defterde bir meydanda görebilseydik o hasta doğan çocuğun araştırma hastanelerinde hangi doktora hangi hastalığın tedavisi ile ilgili ilhamın kaynağı olacağını Allah gibi görebiliyor olsaydık. O hasta doğan çocuğun hizmeti ve bakımı sayesinde o annenin babanın ne büyük ecirler kazandığını nasıl her gün bir kere hacca gitmiş gelmiş gibi Allah’ın mübarek kulu olarak yaşadıklarını bir görseydik o zaman her evlenen anne baba adayı bize bir sakat çocuk ver yarabbi diye dua ettiğini duyabilirdik.
Biz çok küçük bir gözle bir sene iki sene bilemedin 30 sene bilemedin 100 senelik planı izleyebildiğimiz için o da kendi evimizden kendi köyümüzden görebildiğimiz kadar ne olup bittiğini anlamadığımızdan bu çocuk sanki yanlış bir planlama sonucu böyle yaratılmış gibi meleklerin dezenfektesinden geçmeden kazayla yaratılmış gibi düşünüyoruz. Allah ise “Apaçık biz bunu kitapta yazmıştık” diyor. Yani sen şu arızalı bu sakat diyorsun, bu çocuk şu kadar zamandır gıdasız diyorsun. Allah bilmiyor mu bunu. Neden her çocuğu sapa sağlam 2 dakika sonra top oynayacakmış gibi yaratmıyor bunu ancak Yaratan BİLİR…
Yaratılan yaratanın sırlarını öğrenemez, Allah’ın ne hesabı var burada neler olup bitiyor bunu sadece kendisi bilir.
Kur’an’da Engelliler
“Allah (c.c.) sizin sûretlerinize ve mallarınıza bakmaz, lakin sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.”[ A.b. Hanbel, Musned, II. 285,539 ]
Kur’ân’a baktığımızda insanların görme, işitme, duyma, konuşma, düşünme ve anlama gibi zihinsel veya bedensel engelli olmalarında temel iki faktörün olduğunu görüyoruz: İlâhî irade ve imtihan ile insanların ihmal ve kusurları.
İrade ve imtihan
İnsanların mallarına ve canlarına maddî veya manevî isabet eden az veya çok her hangi bir musîbet ancak Allah’ın izni ile meydana gelir. Allah’ın izni olmadan bir kimsenin istemesi ve çalışması ile hiç kimseye kaza, bela,âfet ve musîbet isabet etmez. “Allah’ın izni olmaksızın hiçbir musibet başa gelmez”[Teğabun 11] anlamındaki âyet bu gerçeği ifade etmektedir. “İnsanı üzen her şey musibettir”.[Kurtubi,II,175;Beydavi,24] Dolayısıyla insanların her hangi bir uzvundaki ârıza ve hastalık birer musibettir, bu musibet Allah’ın izni ile olmuştur. Allah’ın izni olmadan bırakın insanın bedeninde veya organlarında her hangi bir ârıza ve hastalık olmasını insanın ölmesi bile mümkün değildir.[Al-İmran 145]
İnsanların başına gelen musibet ilâhi bir imtihan da olabilir: “Yemin olsun ki sizi biraz korku, biraz açlık, mallardan, canlardan ve ürünlerden biraz noksanlaştırmak suretiyle imtihan ederiz”,[Bakara155] “Her can ölümü tadacaktır. Sizi bir imtihan olarak hayır ve şer ile deniyoruz.”[Enbiya 35] anlamındaki âyetler bu gerçeği ifade etmektedir. Aslında yaşamı ve ölümü ile insan sürekli imtihan halindedir.[Mülk, 2 Kehf, /7, Hûd, /7]
Allah Neden Engelli insan yarattı?
Bu soru o kadar önemli o kadar değerli ki birçok insanın bu sorunun cevabını bilemediğinden dolayı Allah’ a karşı bakış açısı çok bozuk ve olumsuz yönde değişmiş olabiliyor. Bu makalede anlattığım konu ise bizim doğruyu öğrenip yaratıcı konusundaki kafamızda çıkan olumsuz şüphelerden kurtulmamıza vesile olacak.
Soru: Cenabı hak musibetleri veriyor. Belaları musallat ediyor bu bir zulum değil midir? Bu olay Allah’ın zalim olduğunu göstermez mi?
Soru çok enteresan değil mi? yani diyor ki başımıza bu kadar musibet bu kadar bela,bu kadar hastalık ve bu kadar sıkıntı geliyor bu kadar güzel yaratılmış bir insana bu yapılır mı?
Biz de diyoruz ki Allah rahmet sahibidir. Allah şevkat sahibidir, Allah kullarını sever ANNEYİ BİLE YARATAN ALLAH’TIR. Anne bile evladının başına en ufacık zararlı şeyin gelmesine müsaade etmezken anneyi ve annenin şefkatini yaratan Allah bu kadar değer vermiş olduğu kulunun acı çekmesine nasıl müsaade ediyor?
Evet, bir insan gerçekten bunun cevabını bilemezse Allah’ a karşı çok ciddi anlamda saygısızlık, edepsizlik, yapabilir onun için böyle bir edepsizliğe düşmemek için cevaba dikkat edin.
Cevap :
- Haşa mülk onundur. Mülkünde istediği gibi tasarruf eder.
Mülk yani bu insan, bu kainat ,bu hayvan ,bu eşyalar, bitkiler bütün mevcudat Allah’ın. Neden çünkü biz kendimizin yaratıcısı değiliz. Varlıklarda kendisinin yaratıcısı değil. Öyleyse bizim dışımızda bir güç ilim, irade, kudret sahibi biri bizi yarattı. Öyleyse yarattığına göre mülkün sahibi de odur. Bu da demek olur ki mülk sahibi mülkünde istediği dilediği gibi tasarruf yapabilir. Bunun için Allah’ a edepsizlik yapmamak isteniyorsa bu maddeyi cebinize koymanız gerekiyor.
Peygamberimizin engellilere verdiği önem
Peygamber efendimiz çocuklarla ilgiliydi. Onlara selam verir, onlarla konuşur üzüntülü çocukları teselli ederdi. Engellilere değer verirdi. Abdullah İbni Ümmü Mektumu bir defasında Medine’ye engelli vali vekili atadığını biliyoruz. Acaba insanlık bugün bu zirveye ulaşabildi mi? yani bir amayı bir vali olarak nasbedebildi mi? Kısacası şunu söylemek istiyoruz ki peygamber efendimiz engelli ve çocuklara normal bir insandan çok daha fazla önem verir ve onları kollardı.
Günümüzde bazı insanlar özellikle dinle alakadar olmayanlar engelli bireyleri yukarıda da belirttiğimiz gibi vatana, doktorlara aileye bir yük gibi algılıyorlar.
ihsan ARSLAN