[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Bihter Firdevs’ten rol çalıyor!
Firdevs evlilik sözleşmesini görünce deliye döner. Ama bir yandan bu hakaret içerikli durumu fırsata çevirmeye çalışır. Bu yüzden olabildiğince ağır tepkiler verir. Nihat’ın gözünü korkutur.
“Katya, Katyaaa… Bihter nerede!”
“Henüz gelmediler efenim!”
Derhal Bihter’i arar Firdevs. Bihter ise Adnan’ın arabasında romantik hüzün konuşmaları yapar. Bu ortak nokta ikisine de yakın hissettirir. “İyi ki de öldüler değil mi? Yoksa nasıl tanıyacaktık birbirimizi?” falan diye düşünürler ikisi de. Sonra Bihter iner arabadan eve doğru gider. Tam da o anda Firdevs arar. “Nerdesin sen!” diye çıkışır. Bihter Adnan’ı geçirdiğini söyleyince Firdevs pamuk gibi olur. Yelkenler suya iner. Paçoz kıyafetleri ile bir anda köşkün dışına atar kendini. “Hani, hani nerde Adnan’ım nerede?” diye etrafta aranır. Ama çoktan gitmiştir. Ondan geriye kara kuru bir Bihter kalmıştır. Çaya davet edeydin ya kızım, yazık oldu fırsata. Şimdi düğün süresi boyunca adamı tavlayabilirse şanslı. Hedef şaşarsa gelecek ayki butik taksitlerini ödeyemeyecek, madara olacak millete…
Firdevs evlilik sözleşmesini fırsata çevireceğim derken o planı da elinde patlayacak gibi olur. Nihat babasına rest çekme ve mal varlığından vazgeçme kararı almıştır. Firdevs’in bu sözleri duyunca g*tü tutuşur. Bir anda anlayışlı, orta yolu bulmaya çalışan, melek gibi bir kadın belirir Nihat’ın karşısında. Nihat gözlerini ovuşturur. Meğerse Firdevs masallar diyarındaki bir peridir de Nihat’ın haberi yoktur. Şaka şaka, Firdevs tam zıvanadan çıkar ve bu evlilik sözleşmesine karşı Nihat’dan bir güvence ister. Nihat ise “Kaç paralık kadınsın söyle de vereyim.” der, ne desin.
Firdevs sonunda evdeki hizmetlilerin ve sağa sola yaptığı borçların kapanmasını sağlayabilecek duruma gelmiştir. Yaptı yapacağını aşüfte. Bihter de olanları Peyker’den duyunca küplere biner. “Tam anamlık hareketler bunlar. Yelloz, babama da kinliydi bizim doğmamızı isteyen babamdı diye. Hele sen, onu hem kaynana hem de anneanne yaptın. Yaşlı moruk olduğunun farkına varmaya başladı diye ödü kopuyor vesselam. Ondan tiksiniyorum. Oh right baby!”
Geçmişi hatırlar Bihter. Babasının anasını malum adamla bastığı günü… “Onu asla affetmeyeceğim!” der. Der de bakalım, kınadığı başına gelince kendisi daha güçlü durabilecek mi şehvetin karşısında. Peyker de nasibini alır bu ağır lafların silsilesinden. “Firdevs’den kurtuluyorsun, Nihat’ın esaretine kapılıyorsun hadi gene iyisin.” Peyker sinirlenir bu sözlere:
“Bir kere ben Nihat’ın paralarını… Y…yani Nihat’ı seviyorum.”
“Hee canım hee, Behlül için de yanıp tutuşuyordun bir aralar.”
“Onun üstüne daksil geçtim, üstüne de Nihat’ın adını yazdım. Artık hangi alnında enayi yazan onunla başını yakmak istiyorsa yaksın, serbest.”
Bihter aniden alnını kaşımaya başlar. Alerjik reaksiyon geçirdiğini düşünür.
Behlül yine aciz davranışlarına devam etmektedir. Beşir’e olan borcunu ödemek için bu kez Nihal’i söğüşlemeye niyetlidir. Bülent’i de çok söğüşlemiştir. (Gerçekten bu adama aşık olmak ciddi bir acizlik!) Biz kendi babamızdan para almaya utanırken millete bak! Hey gidi hey! Matmazel daha dizinin başında tepkilidir Behlül’e. Behlül’ü görünce takındığı yüz ifadesi “hafife alma, kıl olma, salonun orta yerine konmuş bir ayakkabılık görme” durumlarını anlatmaktadır. Behlül Beşir’e borcunu öderken bir kasılır bir kasılır, sanırsın gitti hamallık yaparak emeğiyle kazandı o parayı. Bahşiş verir bir de artist. Milletin parasıyla hizmetçilere hava atıyor.
Adnan bu durumu sezinlemiş olacak ki hemen çağırır Behlül’ü “Konuşacaklarımız var!” der. Behlül biliyor başına gelecekleri tabi. Adnan hemen başlar söze odaya geçer geçmez:
“Oğlum sen ne ayaksın, ben mecbur muyum seni sırtımda taşımaya. Kaldın başımda gitmiyorsun. Ben senin gönül maceralarının sponsoru olmak zorunda mıyım kardeşim!” demedi tabi, daha sakin bir giriş yaptı.
“Gençsin elbet gezeceksin, ama ne zaman bir işin ucundan tutacaksın yavrucağızım.”
Behlül hemen okul bahanesini ortaya sürer. Okulun açılmasına 2 ay kaldığını söyler ve o gün gelene kadar ders çalışacağını iddia eder. Adnan yemez tabi bunları: “Senenin ortasında göreceğiz bakalım kaç ay çalıştığını.” diyerek inceden tehdit eder. “Bu kez de çakarsam kesssin çalışacağım, fabrikanın başına geçeceğim.”
Adnan Behlül’ü fazla uçmuş görür.
“Öyle hemen seni müdür yapıp işime taş koyacak değilim her halde, içtiği içkinin fiyatını bile bilmeyen bir adama iş hanı emanet edemem ben. Basamakları teker teker çıkacaksın. Önce tuvalet temizliğinden başlayacaksın. Sonra belki çaycılık… O arada…”
“Tamam amca tamam daha fazla karartma içimi.”
Behlül gözünü gönlünü açmak için sevgilisi Elif’inin yanına akar hemen. Nihal de bozuktur. Altı üstü babası düğüne gidecektir; ama sanki Bihter ile işi pişireceğini hisseder gibi sinir küpüdür.
[/box]