[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Ceren Şeniz’in arkasından gözyaşı döküyor!
Herhalde kaynana aşkından değil bu gözyaşları… Azıcık Ceren ile empati kurunca baya kendimi boşlukta hissettim şahsen ben. Karnında gayrimeşru bebek, bebeğin babası desen kıza basıp geçtiği asfalt muamelesi yapıyor, kayınbabası her gördüğü yerde böcek kovar gibi kovuyor, kaynanası evden kaçtı, anası desen hâlâ kendisini bakire biliyor… Hadi bakalım çözün bu çok bilinmeyenli denklemi sıkıyorsa… Böylesine bir karmaşık problem matematik olimpiyatlarında bile sorulmamıştır. Atalarımız boş yere mi demiş sabrın sonu selamettir diye. Ama her b*ku bildiğini zanneden mağdur ergenler o sözü “Sabreden Derviş beklemekten gebermiş.” diye değiştirmiş. Oysa ki Derviş’in arzusu Allah’a kavuşmak. Beklemiş beklemiş ve kavuşmuş; muradına ermiş. Ceren’in arzusu ise paracıklarına kavuşmak; ama acele ettiği için ona kavuşsa bile geride çok hüsran bırakacak. Hatta önünde de çok hüsranlar olacak. Acele etmenin sonu… Versace marka kol saati düşkünü gecekondu kızlarımıza sesleniyorum! Gidin bitpazarından şu saatlerin çakmalarını alın, işinizi görür. Kol saatini başkaları size takarsa, işler çığırından çıkar. Benden söylemesi.
Damla şu anda pasif rolde. Ailesi dağıldığı için üzgün, ama babasına tepki gösterip annesi ile abisinin tarafına geçme konusunda da cesaretsiz. En doğrusunu yapıyor. Kız başına yılan anasıyla aklı evvel abisinin peşine takılıp da kendisini ziyan ettiğine değmez. Zaten her ikisi de suçlu ve başına gelenleri hak ediyor. Sen içinden geliyorsa ağla, tepkini de odanın kapısını gürültülü bir şekilde kapatarak göster. Agah anlar tepkini, zeki adamdır vesselam. Ama Şeniz Agah’dan daha zeki, bunu kimse inkâr edemez. Planları tıkır tıkır işliyor. Agah “Acaba haksız olan ben miyim?” diye düşünmeye başladı bile çoktan.
Şeniz’den gıcık alıyorum falan ama kadın gidince köşkteki aksiyon kesildi ya! Neyse ki şimdilik Ceren var da biraz aksiyon açığını kapatabilir. Ama Şeniz’in bölgesinde aksiyon topyekûn devam ediyor. Kötüler olmasa diziler hiç eğlenceli değil. Kızıyoruz ama onlarsız olmuyor ki…
“Canavarları kimse sevmez!”
Bu Şeniz’in lafı. Çocuğunu susturmak ve onu pasifleştirmek için kullandığı bir laf. Küçükken “canavarları kimse sevmez” sözü, şimdiki yaşlarımızda “namussuz, cani şerefsizleri kimse adam yerine koymaz” lafıyla aynı ağırlığa sahip. Yani kullanılan kelimleler masalsı olsa bile çocukların dünyasında o kelimeler son derece gerçek ve kırıcı oluyor. Cenk ise bunun etkilerini yaşıyor hâlâ bu yüzden annesi onu ne kadar korumak isterse istesin; onun iyi niyetini görse bile ondan nefret ediyor. Hep onun ayağını kaydıran şeyler yapıyor. Yapmaya da devam edecek. Bir çocuğa şu laf söylenir mi ya:
“Sen annesinden başka kimsenin sevemeyeceği bir canavarsın!”
Bu çocuk delirmesin de ben mi delireyim? Babasının ve diğer hiç kimsenin kendisini sevmeyeceği inancıyla yaşayan birisinin kimseye eyvallahı olmaz. Bu durumda Cenk’in pek çok davranışı bu travma için hafif bile kalıyor diyebiliriz. Bu gün de “seni” haklı bulduk Cenk baba! Affet bizi, arkandan epey sövdük.
Yalnız Şeniz karakterini canlandıran Mine Tugay ve onu bu kadroya alan sizi ekibi çok şanslı. Geçmiş zamanlar canlandırıldığında Şeniz’in diri fiziği ve taze yüzü durumu epey kurtarıyor. Olgun bir anneyi de oynayabiliyor, genç bir anneyi de. Biraz zorlasa üniversite öğrencisini bile oynar bu kadın. Maşallahı var gerçekten. Nazarlar değmesin. Her neyse bu kadar övgü yeter; şu anlık Şeniz’e kızgın olmalıyız. Yoksa yazmak çok zor olur.
Ceren Nurten’den baba ile oğul arasındaki ayrıntıları duyunca ve en önemlisi Agah’ın kendi oğlunu beş parasız, dımdızlak bıraktığını öğrenince bir anda cinlerle haşır neşir bir duruma geliverdi. Salak salak gülüyor, naralar atıyor vs. Senaryonun en komik kısmı da Ceren’in “Bombayı patlatacağız dedik, o bomba geldi benim k*çımda patladı!” diye bağırdığı kısımdı. Bu kızın k*çının tutuşması gerçekten komik oluyor. Çok fazla yenilgi aldı ama sıvadığı b*kların üstüne tüy dikmekten hiç vazgeçemedi. Bakalım işin sonunda kaç tane tüy sayacağız?
Şeniz ise oynadığı “ya hep ya hiç” oyununun meyvesini aldı. Adı gibi emindi zaten böyle olacağından. Neyse, macera yeniden başlıyor. Rüzgar yine Ceren’den yana esiyor şimdilik.
Zalim İstanbul 6. bölüm 3. kısım izle
[/box]