[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Şeniz Ceren’e sürprizini açıklıyor!
Geçen bölümü “Derkeeeen!” diye bitirmiştik aksiyon vermek için ama zaten hepimiz biliyorduk Şeniz’in sürprizinin Nedim ile Ceren’i nikâh masasına oturtmak olduğunu. Bunu anlamamak için beynimizin henüz gelişim aşamasında olması gerekir. Gerçi onca entrikayı çeviren Ceren bile inanamıyor bu duruma. Sanki Nedim damatlığı tesadüfen giymiş ve nikâh memuru geçerken oraya uğramış gibi algılıyor her şeyi. Ya da öyle algılamak istiyor. Tam bir zavallı gibiydi kızcağız. Zaten en başından beri bir zavallıydı. Yaptığın onca ukalalığa boyun eğeceğini mi sanmıştın Şeniz’in? Zaten her şeyin bu kadar kolay ilerleyebiliyor olmasından anlamalıydın işin içinde bir terslik olduğunu.
Hayalperest Ceren tıpkı prenses sendromu yaşayan 5-6 yaşlarındaki her yanı pembelerle bezeli bir kız çocuğu gibi adeta. İnanamıyor yaşadıklarına, ama restini de çekemiyor. Malum, hamile… Karnı burnuna varmadan ilk bulduğu yere imzasını atmaya mecbur. Her şeyden önemlisi Şeniz ciddi bir tuzak kurmuş. Hani demiştik ya Şeniz bebeğe ne halt etti diye; işte tam da o gece bebeğe hiçbir halt etmemiş. Ceren’i soyundurup babası yaşında bir adamın koynuna atmış ve videosunu çekmiş. Bu videoyu internete sızdırmakla tehdit etti Ceren’i. Ceren mort, Ceren bitik… Oysaki bundan yalnızca 5 dakika önce Ceren kraliçe, Ceren yükselişteydi… İşte hayat böyle bir yer. Her an başına ne gelecek belli olmaz. Ya Nedim’le nikâha ya da Playboy dergisinin son sayısının kapağına… Seçim senin.
Burada anlaşılmayan şey, ellerindeki tüm mal varlığının tek sahibi olan adamı Ceren ile evlendirip, ellerindeki imkânları neden riske attığı? Şeniz neden işleri bu kadar dallandırdı ki? Evet bunun da cevabını verdi Şeniz Hanım. Torunu için… Yoksa ne diye başına bela etsin ki? Asıl planı bebek doğana kadar kızı orada tutmak ve kendi torununun “Karaçay” soyadıyla doğmasını beklemek. Sonrasında ise yine videoyu kullanarak yüklü bir tazminat ile boşanmayı sağlayıp torununu el bebek gül bebek büyütmek… Belli ki Şeniz torununu gözden çıkartacak kadar insafsız değilmiş. Cenk’in yenisini yapacağından da umudu yok, bu yüzden tek torununu korumaya almış. Ceren bunu çoktan hak etmişti. B*k yolunun sonu kanalizasyona çıkar, cennet bahçesine değil… Bunu öngörmen gerekirdi. Hayırlısı diyelim. Ceren Hanım öyle ya da böyle hedefine ulaştı. “Sen Ceren Karaçay’sın!” dedi ve oluverdi. Demek ki neymiş: Ne istediğini ve nasıl bir cümle kuracağını iyi bilmen gerekirmiş!
Nedim’in odasının ortasında beyaz bir masa, beş sandalye, masanın üstünde aile cüzdanı, Nedim masanın başında uyuyor, Ceren desen rimeli akmış, duvağı çıkmış, histerikçe etrafa bakıyor, Şeniz de bu saçma ortamda dinelmiş salak salak sırıtıyor… Cenk ve Cemre’nin yerinde olsam böylesine saçma ve beklenmedik durum karşısında kafayı yakabilirdim. Yine iyi üstesinden geldiler. Seher de Neriman’ın deyimiyle topuklarını k*çına vura vura köşke doğru koşuyor… Seher’in beklediği en muhtemel şey, azgın Cemre’nin Cenk ile yatakta işi pişiriyor olması. Nerden bilsin Ceren’in yılın golünü atacağını…
Zalim İstanbul 8. bölüm 1. kısım izle
[/box]