[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cemre hayranlığı Ceren’i delirtiyor!
Ceren kafayı yemek üzere… Çünkü etrafındaki tüm zengin erkekler Cemre’yi kafaya takmış durumda. Nedim tutturmuş Cemre diye, Cenk tutturmuş Cemre diye… Agah da zamanında tutturmuştu illa Cemre bakacak Nedim’ime diye. Kendileri kumpas kurmasa hâlâ daha Cemre bu evin başköşesinde kraliçeler gibi oturuyordu. Kendince haklı Ceren… Yani kıskanmakta haklı… Ama yelloz sokak kızı tavırlarını bırakıp azıcık hanım olsaydı kendisi de el üstünde tutulabilirdi. Hem çirkinleşip hem de saygı görmeyi beklemek de pek acınası bir durum. O kadar çiğ bir insan ki, olgunlaşabileceği günü hesap etmek, kara deliğin çekim gücünü hesap etmekten çok daha zor.
Cemre; tam anlatacaktı Agah’a her şeyi, sonra sustu kaldı. Niye? Cenk’i korumak için. Hem her gördüğü yerde çemkirip hönkürüyor, hem de onu korumak için gerçekleri saklıyor. Oysa Agah’ın ona inanmayı seçtiği zamanlarda Cemre gerçekleri itiraf etseydi mevzu çözülüyordu. Sonra dolambaçlı yollardan saçma sapan şeyler yapıp Agah’ı ve Seher’i fıttırtıyor; kızıp yaptırım uyguladıkları zamanda zır zır ağlayıp “bana güvenmediler, bana inanmadılar” diye sızlanıyor. Silik şey! Başına ne gelse müstahak sana. Hapistekiler de sevmedi zaten bunu. Hiç kimseyi adam yerine koyup hesaba aldığı yok ki, neyini sevecekler bu sevimsizin! Anca kendi dünyası, kendi kafası… Dünya kendi etrafında dönüyor. Zaten tüm TV kanalların hisselerini de Karaçay Medya Grubu satın almış durumda, kafalarını nereye çevirseler Karaçaylar ve onların skandal olayları… Kız kendini dünyanın merkezinde hissetmesin de, kendini bi b*k sanmasın da ne yapsın?
Neriman daha akıllı bir kötü… En azından neyin neye sebep olacağını biliyor. En önemlisi de her sinirlendiğinde şempanze gibi bağırmıyor. Yalakalığın sınırlarını aşsa bile haddini çok aşmıyor. Ama Cemre ile Ceren öyle mi? Düşman başına vermesin Allah böyle iki belayı! Sabırsız ve tahammülsüz Ceren boğmaya çalışıyor kocasını. Neriman hemen el atıyor olaya ve Ceren’i dize getiriyor. Bu sığırları dize getirmek zor bir olay; ama Neriman daha önceden kendi köyünde büyük baş hayvan bakımını üstlendiğinden dolayı anlıyor bu işlerden. Nokta vuruşu yapıyor ve tüm ipleri yeniden eline alıyor.
Sahnenin komik kısmı da Neriman’ın Şeniz’e Nedim’in sağlığını çok düşünüyormuşlar gibi rol kesmesi oldu. Şeniz’in tavrı da epey komikti:
“Korkmayın anacığım, yabancı değilim!”
Şeniz zombiye çeviren ilaçlara yeniden başlatmaya kararlı; ama Neriman bu işi bozuyor. Yürü be Neriman, kim tutar seni! Kime güvenip kime güvenmeyeceğini, kimin ipiyle kuyuya inilip kiminle inilmeyeceğini iyi bilen bir kadın. Helal! Nedim yine yırttı ilaçlardan Neriman sayesinde. Diyorum ya, burada iyiler ve kötüler var; ama hepsinin menfaati birbirinden farklı olduğu için bazen kötüler de iyilerin işine yarayan şeyler yapabiliyorlar. Hoş oluyor arada böyle şeyler izlemek.
Şeniz tam da normal sosyeteler gibi hiç de sevmediği ve samimi bulmadığı dernek arkadaşlarıyla telefonda gıybetin dibine vururken bir de bakıyor ki Damla Civan ile şakalaşmalı kıkırdamalı sohbet yapıyor. “Ahaa gız elden gidiyyeehh” diyerek müdahale ediyor hemen gereksiz telefon sohbetine ara verip. Aşkın kokusunu nerde olsa tanır Şeniz. Evin bütün gençleri Seher’in tayları tarafından ele geçirilmiş durumda. Şeniz haklı olarak fıttırıyor. Hemen ayırıyor muhabbeti. Ama aşkın tehlikeli bir mekanizması var, onu unutuyor. Yasaklar aşkı alevlendirir…
Agah evdeki Cemre düşkünleri ile “evet” ve “hayır” seçenekleri olan derin bir anlaşma yapıyor ve bu anlaşmadan haberdar olmayanları son derece şaşırtıyor. Teknik olarak bu karar üzücü bir karar; ama benim açımdan gayet güzel bir karar. Eksik ama güzel… Ceren ve Şeniz bu işten kârlı çıksa bile ben seviniyorum. Çünkü Cemre itilip kakılmayı hak eden bir insan… Asi, içsel dürtüleriyle hareket eden ve başına buyruk insanları hangi niyette olursa olsunlar sevmiyorum, sevemiyorum. Bana çok itici geliyorlar çünkü. Bu tür insanların ceza çekmesi ise ben hiç rahatsız etmiyor.
Cenk bu referandumda oy kullanmayanlardan olmayı tercih ediyor. Cemre ile bağlantıyı kesme niyetinde değil. Her fırsatta Cemre’nin yanında göreceğiz onu. Hatta artık onunla görüşmesi çok daha kolay hâle geldi.
Ceren de “Şikâyetinizi geri çekerseniz vallahi bu evi karnımdaki bebeyle terk ederim!” diye tehdit ediyor Agah’ı ve hem bizi hem de tüm dizi ekibini güldürüyor. Senarist bile bu satırları yazarken gülüyor Ceren’in haline. Yahu sende nerde gezer o gurur! Sen bu köşke girmek için haysiyetini, namusunu, aileni ve gururunu çiğneyip geçmedin mi? Sökmez bu blöfler. Boş yapma!
Cemre de seke seke çıkıyor ceza evinden. Anasını kapıda sanıyor. Göremeyince de hayal kırıklığına uğruyor sanki anasını çok düşünüyormuş gibi… İkinci dediği laf da “Nedim” oluyor. Gel de fıttırma! Müstahak! Sana bu manzara müstahak! Agah en temiz işi yaptı valla, ben takdir ettim. Biraz burnu sürtülsün. Terk edilmeye ihtiyacı var biraz. Seyirciler hiç acımasınlar bence. Keyfini çıkarsınlar. Dizideki müziklerin acındırmasına aldanıp gözyaşı dökmesinler. Bunlar hep hile. Cemre hak ettiğini yaşıyor ve hak ettiğini yaşayan insana üzülmek olmaz. Sen sövüp saydığın Cenk’e biraz minnettar ol ki her türlü saçmalığına rağmen seni adam yerine koyup da hapishanenin önüne gelmiş. Ama sende minnettarlık ne gezer? Sen bu dünyadaki en doğru ve en haklı insansın. Minnettar olmaya ne ihtiyacın var ki senin? (!)
.
Zalim İstanbul 11. bölüm 5. kısım izle
[/box]