[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cemre ve Cenk’in olağanüstü yüzsüzlüğü!
Sanki mecburlarmış gibi parmaklarını birbirine kenetleyerek Nedim’in karşısına çıkıyorlar Cenk ve Cemre. Hem de neredeyse hepsi Nedim’in Cemre’ye olan aşkını biliyorken… Nispet yapar gibi… Eee Nedim Efendi, kendi elinle bu duruma düşürdün ikisini de… O zaman çekeceksin cezanı azıcık! Artık krize mi girersin, ayılıp bayılır mısın, orası senin bileceğin iş.
Cemre Nedim’in krizini fırsata çevirip hemşireliğini konuşturdu yeniden. Günün kahramanı oluverdi. Nedim’in bu kriz atılımı Cenk ve Cemre’nin işine yaradı. Nedim’in odasına kadar sızabildiler ve hatta Nedim ile Cemre’yi yalnız bile bıraktılar. O derece işe yaradı. Agah da bütün bu olanları izlemek zorunda kaldı. İtiraz edemedi, müdahale bile edemedi. Öööyle bön bön baktı saltanatını onun eline emanet ederken. Şeniz desen odaya kilitli hâlâ. Damla ağabeyiyle uğraşıyor, Cemre Nedim’le, Ceren Cenk’le, Neriman Cemre’yle, Agah hepsinin ebesiyle… Öyle bir hengame içinde köşk.
Ceren o karışıklıkta arada kaynar giderim, unutulurum diyor; ama Nedim’in yanındaki yokluğu da çabuk fark ediliyor. Agah hemen çağırtıyor gelini. Ceren Hanım’ın derdi ise Cenk. Her fırsatta tenhada kıstırıyor adamı. Yine kıstırdı. Önce güzel bir zumzuk attı Cenk’in suratına, sonra da yok karnımdaki bebek, yok haysiyetim, yok kızlığım, yok namusum diyerek inceden tehdit etti adamı. Bunları derken Seher izliyordu. Seher’in suratındaki ifadelere aldanmayın! Tekini bile duymuyor. Gerekmediği zaman müştemilatın içinden köşkte fısıltıyla konuşulanı duyarlar ama… Neriman yine yırttı paçayı. Neriman diyorum, çünkü Ceren’in gözü kara. Kaybedeceklerini hesap ederek hareket etmiyor hiç. Köşkten atılacak diye ödü kopuyor; ama aynı zamanda köşkten atılmak için de elinden geleni yapıyor. Böyle bir manyak bu kız.
Seher anladı kapı dinleyerek bu işin olmayacağını, bari ele geçirdiği kayıtları izleyip sırra erişeyim dedi. Ama dikkatsiz Seher gevşek gevşek yanında sallanan ceketinden kaydı düşürdü. O kaydı da Civan buldu ve “bu nedir” diye bile sormadan cebe indirdi hemen. Seher de tası tarağı toplamış, çekip gitme pozisyonunu almıştı oysa. Ama yeni gelişmeler onun kararını değiştirdi. Olan yine Civan’a oldu.
Cemre köşke girme ve Nedim’in olduğu yere kadar sızma işini başarmıştı; ama sadece bir süreliğine. Çok sürmeden yeniden kapı dışarı edildi. Cenk’i sıkıştırdı “söz vermiştin” diyerek. Ama Cenk unuttu tabi bu “Yılmaz” kardeşlerin aşırı aceleci olduğunu. Bir gecede neleri değiştirebileceklerini unuttu. Ama Cemre ona her fırsatta hatırlatıyor. Cemre köşk hasretini bastırıp yine simit ayran aşamasını icra etmek zorunda kaldı. Bu aşamayı zaten geçmişti. Bu yüzden oynamak sıkıcı geliyordu. Ama Cenk daha yeni başlamıştı. Bu çılgın heyecanı yaşamak onun da hakkıydı. Cenk bu hakkı söke söke aldı.
Seher kaybettiği o kaydı aramaya koyuldu bavulunu boşaltır boşaltmaz. Şeniz de nihayet azat edildi. Edilir edilmez de hemen gitti ve o parlak küpesini takıp, “gelinin kız kardeşi” konseptli abiyesini giydi. Bakmayın gündüz Seher’e posta koyarken giydiği pazardan alınmış gibi duran taytına ve salaş bluzuna… Aşırı moral bozukluğundan dolayı mahallede anasının yanında yaşadığı günlerde pazardan almış olduğu kızlık kıyafetlerini giyme ihtiyacı duymuş. Yoksa mezara girse yine abiye giyer bu kadın.
Zalim İstanbul 14. bölüm 4. kısım izle
[/box]