[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
DNA sonuçları çıkıyor!
Ortalık karışık! Sonuçlar çıkmak üzere. Cenk almış püsküllü bela Ceren’i düşmüş Amerika yollarına. İtiraf mektubu da yazmış Cemre’sine… Seher desen uyanıyor ki Ceren ortalıkta yok. Ne olabileceğini bile tahmin edemiyor. Gerisi nelerin olup bittiğinin farkında değil. Ama Civan bu farkındalığı oluşturacak nihayet. Çok uzun sürmeyecek bu farkındalık; ama en azından konuyu net bir şekilde dile getiren tek ve son kişi Civan olacak diyebiliriz. Alacak silahı beline, cin çarpmış gibi bir suratla çıkacak ablası Cemre’nin odasına; tek tek ne varsa anlatacak; en sonunda Cenk ve Ceren ile yüzleşip beyinlerine sıkacak. (Plan bu; ama bir kısmını yapabiliyor.) Ama korkacak da bir şey yok. Civan ateşleyemeyeceği silahı çekme konusunda tecrübeli nasılsa. Bir kez daha alacaklar elinden. “Nasılsa biri beni durdurur.” diyerekten delikanlılığını gösteriyor her koşulda.
Ceren bir sponsor eşliğinde Amerika’ya taşınacağını zannediyordu; ama gerçekler acıttı biraz. Helal ve ağırdan gelen paraya pek alışkın değil; Cenk’in çalışarak aydan aya maaş almasını bekleyemez. Kısa yoldan işlere alışmış bir kere. Bu uğurda her türlü değeri feda etmiş olan bir kızdan gariban hayatı yaşamasını beklemek saçma olurdu zaten. Cenk de beklemiyordu bunu. “Yok öyle dünya!” felsefesini yaşatıyordu Ceren’e. Eğer Cenk Ceren’i kendisinden vazgeçirmek uğruna bu şekilde bir blöf yapıyor olsaydı kesinlikle galip gelirdi ve Cemre’sini bırakıp gitmek zorunda kalmazdı. Ama maalesef işin sonunda o DNA sonuçları var. Her şekilde kaçmaları gerekiyor. Köşeye sıkışmış artık. Buna rağmen Ceren bu utancı yaşamayı göze alarak vize-pasaport-kimlik ne varsa yok ediyor bir şekilde. Cenk’i de kendisini de geri dönüşü olmayan bir yola girdiriyor. Geri dönüşü olan tek yer lanetli köşk artık.
Esprileriyle adeta beyin yakan ve zekâ seviyemize level atlattıran Damla, ortalığın karışmasından istifade ederek araklıyor mektubu. Ama neyse ki sırlar güvenli ellerde. Belki de en güvenli elde. Cenk her zamanki gibi yine şanslı. Suçlu; ama şanslı… Eğer biraz gamsız ve kansız birisi olsaydı, bu şans seviyesiyle hayatı dolu dizgin yaşardı. Ama vicdanlı bir insan olduğundan dolayı durum tam tersine işliyor. Hayatı boyunca kimsenin bu sırrı öğrenmeyecek olduğunu bilse bile huzura erişemeyecek olan bir insan. İyi bir insan aslında Cenk.
Herkes Neriman’ın Şeniz’e saydırdığı sesli mesajı da dinledi tam oldu. Şeniz desen kurbanlık koyun misali gırtlağa bıçağın dayanmasını bekliyor… Gerçeklere teslim bir Şeniz var karşımızda. Sonunda paçayı yırtacağı kesin; ama onu böyle izlemek de pek güzel. Ceren de pek sevinçli gerçekler ortaya çıkacak diye; oysa tam arap sabununa dönecek olay haberi yok.
Sonucu merak edenler için söylüyorum: Bebeğin babası Nedim çıktı. Yani olabilecek en saçma sonuç çıktı.
Zalim İstanbul 17. bölüm 1. kısım izle
[/box]