[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim herkesle kucaklaşıyor!
Bir kısmıyla da yüzleşiyor diyelim. Bu arada doktorları epey kapsamlı çalışmış olacak ki, maşallah asırlarca normal bir insan olarak yaşamış herhangi birinden çok daha centilmen davranışlarda bulunuyor. (Şeniz’in eline kibar bir beyefendi edasıyla ufak bir buse kondurması gibi…) Dizide bize bu kısımları göstermemişler (!) belli ki… Her neyse, herkesin surat ifadesi ve düşünceleri farklı burada. Şöyle listeliyim:
- Agah: Sevinçten havalara uçuyor ve yeğeniyle gurur duyuyor.
- Şeniz: Malum, sırları ortaya çıkacak diye üç buçuk atıyor.
- Seher: Kızı artık normal biriyle evli olduğu için mutlu.
- Neriman: Ceren köşke geri döneceği ve paralara konacakları için sevinçli.
- Cenk: Aşağı kuzen atma sırrı ortaya çıkabileceği için gergin ve korkulu.
- Cemre: Sevinçli, gururlu; ama onun kuzeniyle evleniyor olduğu için de mahcup.
- Damla: Telefon kamerasını elinden bırakamayan youtube delisi bir şaşkın.
- Diğerleri: Aman kim takar figüranları. Elbet içlerinden birisi çok ünlenirse bu sahnelere tekrar dönüş yapıp “Daha evvel nasıl da fark edememişim bu cevheri” diye kendimize kahrederiz.
Bu arada Cemre ve Cenk de nasıl bir dalgınlık içindelerse, ellerini öyle bir kenetlemişler ki, zannedersin ikisinden birini kaçıracaklar. Gerçi Nedim babasından kalan kol düğmelerini kullanarak bu ayırma işlemini gerçekleştirdi ya, neyse… Nedim de kendine göre artistlikler yapıp Cemre ve Cenk’e soğuk duş etkisinde bir tebrik iletti sonunda. Sonra da çekip gitti. Tam kapıdan çıkar çıkmaz eski haline döner gibi oldu bir anda. Buradan da anlaşılıyor ki stres ve öfke Nedim’in yakıtı. Mekanizma ters işliyor. Düşünce ters dönmüş olmalı zamanında. Agah Nedim’in gidişine öylece ineğin trene baktığı gibi bakıp düğüne devam etmeyecek elbette. O da gidiyor Nedim’in peşinden. Duygusal sahneler izletiyorlar bize sarılmalı ağlamalı…
Cemre de fotoğraflardan öz çekimlerden kurtulup kendisini tuvalete atıyor. Ne tür bir ağlama yaşıyor anlamadık. Nedim’in iyileşmesinin sevincini mi yaşıyor; yoksa kendisine hiç yüz vermemesinin üzüntüsünü mü? Anlayamadık o kısmı. Ama ben kendimi Cemre’nin yerine koyduğumda çok fena bir üzüntü yaşıyorum. Düşünsene: Engelliyken âşık olduğum adam karşıma dalyan gibi dikilmiş centilmen hareketler yapıyor. Çok pis koyar haa. Ama Cenk de iyi parça. Tüm genç kızların hayali. Onunla da bir ömür geçer. Ama bir süreden sonra aldatılacağı kesin garanti. Cenk alışmış her çiçekten bal almaya. Tek başına Cemre Cenk’i kesmez muhtemelen. Ama bilemeyiz. Belki de Cenk’inki öyle bir aşktır ki, onu imana getirmiştir.
Haaa biraz sönük kalacak ama Şeniz’de bütün bunlar yaşanırken bir ara intihar etti. Ama neyse ki (bence maalesef ki) Cenk yetişti ve onu kurtardı istifra ettirerek. Ne vardı istifra edeceğine bu hayattan istifa etseydi? Ama şimdi Şeniz’in oyunları da olmazsa bu bayıkları izlemek de zor olur. Kal sen kal…
Nedim de eve dönmeye niyetli görünüyor. Ama Cemre’ye hırsı geçebilmiş değil. Amcasının “artık evine gel” ısrarları sırasında Cemre sahneye intikal edince Nedim’in yeniden devreleri yanıveriyor adeta. Bu da bilinç altının kendini koruma mekanizması olmalı. Cemre’ye normalken ve ayıkken katlanabilmek zor. Bu yüzden beyin bu negatif etkiyi bertaraf edebilmek için Nedim’i eski haline döndürmeye çalışıyor. Ne diyelim; bilinç altı da kendince haklı. “Ben hazırım da ev buna hazır değil amca. Evi enişte düşkünleri sarmış. Namus güvenliğim yok.” diyor Nedim. Arabaya atlıyor hemen. Araba daha az stresli bir ortam olduğu için burada tam çöküyor Nedim. Rahat batması denilen şeyin canlı örneği. Millet heyecanlanınca eli ayağına dolaşır; Nedim’in eli ayağı düzeliyor Maşallah!
Cemre de Agah’a yeni psikolojik çıkarımlarda bulunuyor: “Nedim değişmiş!”
Agah: “Hadi ya! Valla mı?”
Cemre’nin kastettiği şeyi hepimiz anladık tabii. Gözleri safça değil intikamca bakıyor. “Adeta ihtiras kokusu salıyor” demek istiyor. Ne bekliyordun ki? Zaten Nedim’in böyle bakması için uğraşılmadı mı onca zaman? Bile bile “He” dedin. Şimdi niye dertleniyorsun ki? Karar sana bırakılmıştı. “Bu oyuna alet olmak istemiyorum.” diyebilirdin. Çekip uzak diyarlara gidebilirdin. Ama sen yanlış anlaşılmayı tercih ettin. Omuzlarına boş bir yük aldın. Onun sakat kalmasına sebep olan sen değildin. Ama bedel ödeyen sen oldun. Çok saçma oldu; ama oldu neticede. Şimdi Cenk’in yaptığı hatanın sefasını Cenk sürecek, cefasını sen çekeceksin.
Zalim İstanbul 18. bölüm 1. kısım izle
[/box]