[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim yemek masasında!
Psikolog Nedim’i anlatmaya başladı bile:
“O hiçbir şey bilmiyor! Traş olmayı bile yeni öğrendi. Büyük abdestten sonra taharet nasıl yapılır, kulak kirlerini iç kısma taşımadan nasıl kulak çöpü kullanılır, iç çamaşırların ne zaman değişmesi gerekir, gusül abdesti nasıl alınır bunları bilmiyor. Malum artık genç ve sağlıklı bir delikanlı. Öğrenmesi lazım bunları. Bulun bir yolunu, ben öğretecek değilim her halde.”
Sağa sola laf çakmayı, trip atmayı ve intikam alma yemini etmeyi biliyor ama… Her neyse. Psikolog uzun uzun Nedim’in her şeye karşı ne kadar yabancı olduğunu ifade edecek birkaç cümle kuruyor oradaki meraklı gözlere. Tabi Psikolog bunları anlatırken Nedim’in piyano kapağı ile cebelleşişini izletiyorlar bize. Milletin karşısında dururken Ville Valo gibi havalı; ama tek başına kaldığında şaşkın, acemi bir çaylak. Zaten bizim izlemeyi beklediğimiz şey de tek başına kaldığı zamanki durumları. O zaman daha samimi ve tatlı oluyor. Özledik masum Nedim’i. Ama biliyoruz ki Nedim’in de hiç sevmediğimiz hareketleri olacak yakın zamanda. Gıcık alacağız. Hazır olun buna.
Ceren ve Neriman atlamış taksiye köşke doğru yol alıyorlar. Neriman yetişemedikleri için telaşlı, Ceren ise korku dolu ve endişeli. Ceren’i anlıyorum. Geçmişte eziyet ettiği adamın pehlivan gibi karşısında dikilmesi onu korkutuyordur. Bu yüzden gitmek istemiyordur. Ama Neriman’a tasma takıp köpek yerine koysalar bile köşk sevdasından vazgeçmez. Öyle bir gurursuz, öyle bir onursuz!
Nedim’in bir dönem eğitim alabilmiş olduğunu öğrendik bölümün bu kısmında. İngilizce, Fransızca vs. Ama Damla’nın deyimine göre çarpım tablosunu biliyor olduğu bile şüpheli. Çünkü bir süre eğitim aldıktan sonra Şeniz’in ilaçlama şirketi sayesinde Nedim hem uyutulmuş hem de sinirsel problemler yaşamış oldu. Bu da eğitimine olumsuz yansıdı haliyle. Cemre hemen Şeniz ile göz göze geldi ve huzursuz etti. Millet kıllanmasın diye “Ne bakıyon l*n b*k mu var?” diyemedi… Yapamadı… Doktor Nedim’in eğitiminden bahsederken, Şeniz hafıza durumundan bahsediyordu. (Bu anahtar kelimeler Şeniz’e yol-su-elektrik olarak geri dönecek farkında değil.)
Neriman da tam bu ciddi konuların üzerine pastadan çıkan dansöz edasıyla gelip ortamın ciddiyetine limon sıkıyor. Fazla ciddiydi zaten ortalık. Biraz nefes almak gerekiyordu. Şeniz’in soğuk rüzgarları kafi geldi bana. Agah ile Neriman “Niye geldin!” kapışması yaparken Psikolog atladı hemen ortaya “Ben Nedim’in eşiyle ve mümkünse yedi sülalesiyle görüşmek istiyorum.” dedi. Agah itibar ediyor doktora; tamam demek zorunda kalıyor bu yüzden. Ama Ceren durur mu oralarda, kaçtı hemen. Biliyor Nedim’e yem olacağını, akıllı kız. Aslında Ceren babaannesinden daha zeki. Babaannesi köreltiyor zekasını.
Doktor anlatacağını anlatıp gidiyor. Şeniz geçiriyor onu dışarıya. “Eyvah” diyoruz hep birlikte. Kancayı şimdi de Psikoloğa taktı diyoruz; ama korkmayın. Şimdilik pek bir şey yapmayacak bu konuda. Ama Şeniz iyiden iyiye köşeye sıkışmış vaziyette. Çünkü sırlarına dahil olanlar arttı. Yakayı ele vermesi an meselesi.
Seher ise Ceren’in düğüne gelmemesinin ve kapıdan içeriye alınmamasının hesabını soruyor Agah’a. Agah köşeye sıkıştığı halde tutuyor ağzındaki baklaları yine. Edepli adam çünkü. Bu arada Cemre ile Cenk de kapışıyor Cemre bildiği sırlarla Cenk’i huzursuz etiği için. Cenk patlıyor tabi. Tutuyor kolundan “Böyle yavaş yavaş öldüreceğine beynime sık o zaman. Git Nedim’e bütün gerçekleri hatırlat.” diyerek çekiştiriyor kızı. Agah görüyor bunu. Cemre ortalıktan kaybolunca çekiyor oğlunu kolundan ve güzel güzel evlilik öğütleri veriyor; karısının yanına özür dilemesi için gönderiyor. Cenk özür diliyor. Korktuğunu da itiraf ediyor. Cemre’nin yelkenleri suya iniyor bu itirafla birlikte.
Hiç yemek yenmeyen o yemek masasına oturuyorlar akşam öğünü vaktinde. Nedim’i bekliyorlar. Hepsi heyecanından salak olmuş adeta. Damla bıcır bıcır konuşuyor, Cemre fırtınaya yakalanmış yaprak gibi titriyor, Şeniz pes etmiş ve yılmış şekilde öylece oturuyor… Nedim ise çok gergin. Herkesin aklında deli sorular:
- Şeniz: Acaba babasıyla yattığımı hatırlıyor mu?
- Cenk: Pencereden benim attığımı hatırlıyor mu?
- Agah: Bu gece nasıl geçecek?
- Cemre: Bu gece de bana yüz çevirecek mi?
- Damla: Bu videom kaç yorum alır ki?
- Nedim: Çatal bıçağı nasıl kullanacağım l*n ben? Rezil olduk millete!
Ceren ise evde babaannesini yenmeye çalışıyor. Ama ne mümkün. O karının çenesini yenebilmek öyle kolay mı? Zannediyor ki o köşke girince zevk-i sefanın zirvesine erişecekler. Ceren daha gerçekçi bir yaklaşımda bulunuyor; ama nafile. Neriman bu detayları umursar mı? Huzurlu bir dairede yaşamaktansa, huzursuz bir köşkü tercih eder o.
Zalim İstanbul 18. bölüm 3. kısım izle
[/box]