[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim ve Cenk yüzleşiyor!
Cenk tamamen iyi ve ponçik niyetlerle gelmişti Nedim’in yanına oysa ki. Ama Nedim’in tek bir derdi vardı; o da millete vicdan azabı çektirmek, hayattan bezdirmek ve intikam almak. Sevimsiz Nedim. Oysa Cenk’in ne kadar iyi niyetli davrandığını her defasında görüyordu. Pişmanlıklarını, kendisini ele verme girişimlerini hep görüyordu. Ama hep bu girişimlere ve bedel ödemesine engel oldu. Amacı ise intikamı sinsi bir şekilde almak. Kendi istediği şekilde intikam almak için olayları sakız gibi uzatıp durdu. Bu uzatmaları oynamaları yüzünden Cemre’yi de Cenk’e kaptırdı aptal. Şimdi de gelmiş Cemre’ye trip atıyor. Sen Cemre’nin emeklerinin karşılığını verebilecek misin acaba? O kadar salakça şeyler yaptı ki senin için, kendi hayatının içine etti. Hemşireliğinden oldu, sicili kirlendi. Sokaklara düştü. Bütün bunların hepsini unutup da nefretle bakman, baya odunca bir hareket. Ama cahilliğine veriyoruz bunu şimdilik. Yine de şunu söylemeliyim ki Nedim şimdiden sevimsiz bir hal almaya başladı. İntikam denilen şey nedense en güzel insanı bile çirkinleştiriyor.
Eniştecilik ve baldızcılık topyekûn devam ediyor. Şimdi de Nedim baldızcılık yapma peşinde. Dayanmış Cemre’nin kapısına, adeta kapıyla sevişiyor. Cemre de hissediyor bu sevişmeleri, hemen o da yapışıyor kapıya. Tuhaf bir özlem giderme ve sevişme sahnesi izliyoruz.
Cenk’li sahnelere sıra geliyor hemen ardından. (Cenk’in laf oyunlarına bayılıyorum, bu yüzden izlemek keyif veriyor.) Şeniz’in teorisine göre henüz yolun sonunda değiller. Sis perdesi kalkarsa yolun sonuna gelecekler. Cenk’in teorisi ise o sis perdesinin çoktan kalktığı ve yavaş yavaş her şeyin acısının çıkacağı… Seyirciler olarak eğer şizofren değilsek ve ne izlediğimizi biliyorsak, haklı olan Cenk. Tadını çıkara çıkara bir intikam alma peşinde Nedim. Bütün bunları gerçekte yaşasak ciddiye almazdık. Normal şartlar altında bu durumdaki bir insanın zekice ve sistematik bir şekilde intikam almasını beklemek abes olur. Hayata dair bir şey bilmeyen; nelerin nasıl sonuçlanabileceğini kestiremeyen birisi ancak her şeyi eline yüzüne bulaştırabilir. Pot kırabilir ya da en iyi ihtimalle gerçekleri kanıtlayabilecek bir yol bulabilir. Ama mükemmel bir intikam alamaz. Zaten intikam denilen şey en çok sahibini yaralar. Mutlu edici bir şey değildir. Nedim de öğrenecek intikamın mutlu edici bir şey olmadığını ve zalimlerden olamayacağını. Ama daha zamanı var.
Şeniz ve Cenk sahil keyfi (!) yaparlarken Agah onları basıyor. Şeniz yüz vermiyor ve blöfüne devam ediyor. Ama Agah yer mi bu numaraları. Onun blöf yapmaya çalıştığını zaten biliyor. Ama ona ders vermeye çalışıyor. (Bu dizide de herkes birbirine ders verme peşinde.) Herkes bu kadar yanlışken, nasıl bu kadar doğru dersler verebiliyorlar hayret! Baya ibretlik her şey. Ama Agah gerçekten iyi birisi. Yaptığı aptallıklar kendi aptallıklarından değil. Etrafında nelerin döndüğünü tam olarak bilmemesinden kaynaklı.
Çılgın Psikolog Oya, toplamış bütün çılgınları etrafına, seans yapıyor. Cemre ile başlıyor bu seans serüvenine. Nedim de kapı arkasından hepsini dinliyor. (Cemre hariç.) Cemre’nin seansı çok duygusal geçiyor. Psikolog verdi gazı Cemre’ye. Salakça davranmaya devam etmesi için tatlı laflarla yüreklendirdi. Cemre’nin amacını ise öğrendik. “Yapmam gereken ne varsa yapıp, veda etmeye gönüllüyüm.” dedi. Ahh keşke bu dediğini yapsan ne güzel olurdu. Birilerinin veda etmesi lazım. Birilerinin terk etmesi lazım. Ama olamıyor bir türlü. İnatla devam ediyorlar bu saçmalıklara.
Seansın ikinci konuğu Ceren de geldi bu arada. Cemre de zaten çıkıyordu. Pek yüz vermedi ve pek ilgilenmedi onlarla. Ceren’e pek bir ağır geldi bu tınlamazlık. Neriman’ın kafası ise başka alemlerde. “Doktoru dolduruşa getirmiştir bu sümsük” falan diyor. Yahu doktor dolduruşa gelse ne yazar gelmese ne yazar. Mal ortada. Ceren Neriman’ın bu boş laflarını dinlemiyor bile. Hemen Cemre’nin peşine düşüyor. Amacı ise bu boşanma davasının asıl sebebini öğrenmek. Alabildiği sonuç ise kol gibi giren laflar ve tam zamanında oraya intikal eden dolmuş. Galip gelen Cemre oldu bundan da. Ama son galip gelen Cemre olur mu, orasını bilemeyiz.
Agah Cemre ile Cenk’in boşanmasını kendi yürüttüğü “DNA testi” saçmalığına bağlıyor. Cenk’e de tek laf ettirmiyor. Cenk’in işini kolaylaştırıyor kısacası. Çok sevimli bir adam bu Cenk ya. Nelerle uğraşıyor tek başına zavallı adam.
Civan ve Damla’lı sahneye geldi sıra. Tatlı tatlı güleceğimiz, içimizin ısınacağı sevimli bir sahne. Bu arada Seher ile Civan’a özel bir sahne de izlemiş olduk. Cemre ve Ceren paçozlarının derdinden Civan’ı adam yerine koyan yok ki iki kelam laf etsinler. Güzel bir anne oğul konuşmasıydı. Gülümsetti hepimizi. Civan’ın Damla’ya soktuğu laflar ise tadından yenmez. İzleyin ve keyiflenin.
Zalim İstanbul 18. bölüm 5. kısım izle
[/box]