Ebeveyn yalanları
Küçük bir çocukken en çok güvendiğimiz insanlar anne ve babamızdır şüphesiz. Bu yüzden onlar ne anlatsa inanırız. Yalanın dolanın ne olduğunu anlamadığımız yaşlardır çünkü. Bazen öyle sorular sorarız ki koskoca anne babalarımız bize bunu nasıl açıklayacağını şaşırır ve daha fazla irdelemeyelim diye bir şeyler atıverir kafadan. Ya da bazen bizi bazı şeylere ikna etmek için hayal gücümüzle oyun oynarlar. Aslında kötü niyet yoktur bütün bunlarda; ama nihayetinde yalan yalandır. Elbet bir gün gerçeklere yol verir ve bizi anne ve babamızla yüzleştirir. İşte en sık söylenen 5 ebeveyn yalanı:
Seni leylekler getirdi!
“Anne biz nasıl olduk?” sorusuna verilen en klasik ebeveyn yalanı… Zaten olayı direkt anlatsalar da pek bir şey anlamayacaklardır muhtemelen; ama bu kadar da kafadan atılmaz ki. Mesela ben zamanında gelinliğin buna sebep olduğunu düşünürdüm. Çünkü insanlar gelinlik giydikten kısa bir süre sonra bebek müjdesi verirlerdi. “Keramet gelinlikte” derdim ben de. (Ahh masum dünyam! İyi ki taa o zamandan bilmiyordun gelinlik giymeye hatta imza bile atmaya tenezzül etmeden bebek yapabildiklerini…)
Yemezsen arkandan ağlar!
Çocukların o şefkat dolu kalplerini mamalarını bitirmeye ikna etmek için kullanma sanatı… İşte bu çocuklar obez olmaya aday çocuklar. Çünkü o yemeği bitirmediğinde içten içe birilerini üzeceklerini düşünüyorlar ve o yemeği yememekten imtina etmeye başlıyorlar. Sonuç ne mi? Şişman ve özgüvensiz bir çocukcağız… Duygusal bir şekilde başlayıp hayat tarzı olarak devam eden bu durum, o çocuğun ömrü boyunca kilo alıp verme serüveniyle devam eder. Nihayetinde deformasyona uğramış vücutlar ve devamlı iş alan Plastik Cerrahlar ile dolup taşar dünya.
Seni cami avlusunda bulduk!
Ebeveynlerin ve akrabaların bayramlarda seyranlarda çocuklarla dalga geçip eğlenmek için kurdukları cümle. Bu cümleye kaç tane kurban verdik hiç bilmiyorum. Kim bilir kaç çocuk kendi kendisini aileden dışladı, kim bilir kaç çocuk odasında sessizce ağladı… Ahh ah, iki gram eğleneceksiniz diye yapılacak şey miydi bu?
Biz gidiyoruz, seni amcaya bırakacağız!
“Artık onların çocuğu olacaksın!” benzeri alternatifleri de vardır. Anne ve babaya karşı anlık bir güven problemi oluşur. Anasına babasına karşı güven problemi oluşan bir çocuk ileride facebook sitesinden sevgilisini başka bir kız ya da erkekmiş gibi trolleyip tuzağa çekmeye çalışarak sadakatini test ederse burada asıl suçlu kim olur sorarım size?
Bak doktor amcayı çağırırım sana “cıss” yapar!
Her çocuk illa ki bir gün bir “cıss” tecrübesi yaşayacak ve iğne yapılırken anasının zırıl zırıl ağlamaları yüzünden o tecrübeyi kötü bir tecrübe olarak algılayacaktır. Bu da özellikle aşı zamanlarında ve ağır hasta olunan dönemlerde, çocukların kendisini birazdan boğazlanmak üzere olan kurbanlık koyun gibi hissetmesine sebep olur. İleri evreye kadar sürüklenmiş hastalıkların ve kan bağışı yapmaktan çekinmenin temel sebebi budur. Çocukları doktorlarla ve tıbbi malzemelerle tehdit etmeyi kesin artık! Kendi ayağınıza sıkıyorsunuz.