Filler, dünyanın her yerinden her yaştan ve kökenden insan tarafından sevilen görkemli, harika yaratıklardır. İşte sizi şaşırtabilecek filler hakkında 4 gerçek.
Filler çok zekidir
Aslında o kadar zekiler ki, bazı araştırmalara göre bilişsel yetenekler açısından primatlarla (şempanzeler gibi) rekabet ediyorlar. Ancak beyinleri büyük ve hantaldır. Bir fil öldüğünde, beyninin doğal olarak ayrışması iki gün kadar sürebilir – bu nedenle kaçak avcılar sadece kafalarını kesip açarak beyinlerini henüz tazeyken çıkarırlar.
Fil hortumlarının kemiği yoktur
Büyük boyutlarına rağmen fil hortumları aslında son derece esnektir. Kaslarla kaplı gibi görünseler de, bir filin hortumu aslında sert dokudan ve fasya adı verilen ince bir deri tabakasından oluşur. Filler kendilerini destekleyecek kemikleri olmamasına rağmen hortumlarını sadece bir şeyler kapmak için değil, aynı zamanda yiyecek toplamak, su içmek ve hatta sevgiyle dürtmek gibi hemen hemen her şey için kullanırlar!
Fillerin anıları insanlardan daha uzun sürer
Fillerin en etkileyici bilişsel yeteneği, bizimkinden yüzyıllarca daha uzun süre dayandığı düşünülen hafızaları olabilir. Current Biology’de yayınlanan bir araştırmaya göre, filler eğitildikten on yıllar sonra insan yüzlerini tanıyabilir – bir durumda, bir fil 40 yıldan fazla bir süre önce ölen bir bakıcının komutlarını hala hatırlıyor. İnsanlar ortalama olarak bir kişiyi ancak yedi yıl sonra tanıyabilir; Köpekler, ortalama olarak, insanları yaklaşık beş yıl hatırlar. İnanılmaz bir fark değil mi?
Fil korkarsa kaçar, Kızgınsa, savaşır
Filler inanılmaz derecede akıllıdır. Sadece yeni davranışlar ve komutlar öğrenmekle kalmaz, aynı zamanda öz farkındalık ve empatiye de sahiptirler. Örneğin, bir fil yaralanmışsa, sürüdeki filler ona yardım etmeye veya diğer sürüleri uyarmaya çalışır. İnsanlar gibi onlar da ölülerine üzülürler. Bir ölümden sonra, etrafta duran ve bazen ölü arkadaşlarının vücuduna hortumlarıyla hafifçe dokunan diğer fillerin katıldığı bir cenaze töreni olacak.