[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Agah ve Şeniz baş başa yemekte!
Evet şaşılacak bir durum; çünkü tamamen normaller. Gülüp konuşuyorlar, Amerika eski başkanlarından falan bahsediyorlar. Agah kahkaha atıyor, şakalaşıyor; Şeniz de ona karşılık veriyor falan… Paralarını Kimyagerlere, Jinekologlara, TV kanallarına, gazetelere, dergilere ya da korumalara yedirmekten çok daha anlamlı şeyler yapıyorlar. Bir insan bunun için zengin olmak istemez mi? Sevdikleriyle güzel şeyler yapabilmek ve bunları yaparken geçim derdini düşünmemek için zengin olmak istemez mi? Peki ya bizimkiler ne yapıyor? Pis işleri için sağa sola savuruyorlar paracıkları. Şeniz de fazla rahat durmadı zaten hemen bozdu o neşeli ambiyansı salak oğlu Cenk için. Ne vardı sadece 1-2 saatliğine sadece eğlenceli şeylerden konuşsaydınız da biz de biraz nefes alsaydık. Acıktığınızı falan söyleseydiniz, iştahlı iştahlı masadaki yemekleri yeseydiniz?
Ceren’in özgüveni o kadar düştü ki, o gece en seksi geceliğini hem laflarıyla hem de eli ve koluyla yerden yere vurduğu, tepiklediği Nedim için giydi. Düşündü ki Nedim iki bacak iki de meme görünce bütün olanları geride bırakır, Cemre’yi bir anda hafızasından siler ve Ceren’ini güzel bulmaya başlar. Yemedi tabi. Aynı yanlışı Cenk’te de yaptı yemedi. Yine yemedi. Hiçbir zaman da yemeyecek. Bence kısa yoldan erkeklerin koynuna girmeye çalışan pek çok cinsel özgürlükçü kız bunu aklına iyi yazmalı. Değer görmek umurlarında değilse onlara bir şey diyemem. Herkes kendi tercihinin kurbanıdır sonuçta. Ceren bir kez daha hayal kırıklığına uğrar. Kendisine cinsel saldırıda bulunabilir diye bileklerini zincirlediği Nedim, şimdi tenezzül edip de bakmıyor bile kendisine. Zaten ne bekliyordu ki? Engelli olsa da psikopat değil ya bu adam, kendisini tartaklayana ve hakaret edene cinsel açlık duysun? Hırsından kuduran Ceren nihayet Cemre’nin masumiyetini iki paralık eden o Cenk-Cemre gerçeğini (!) açıklıyor. Nedim hemen inanıyor ve deliriyor tabi, saf çocuk ne de olsa. Ceren yine Nedim’i deli deli hırpalarken Cenk basıyor mekânı ve hemen müdahale ediyor. Ama nafile. Bebek gerçeğini de öğrenivermiş oluyor böylelikle Nedim. İki kat çıldırıyor. Ama yetmez! Ceren veriyor gazı, veriyor gazııı… En sonunda komalık oluyor Nedim. Muhtemelen Ceren bu gerçekleri duyunca Nedim o an kendisine âşık olacak diye düşünmüş olacak ki, komaya girdiğini görünce ödü kopuyor. “Ben yapmadım!” diye sayıklamaya başlıyor. Tabi canım sen yapmadın. Kanatsız meleksin sen zaten.
Cemre barda şarkı söyledikten sonra odasına döndüğünde odasında annesinden izler görünce duygulanıyor. Zaten yemeyecek, onu orada kokutacak ama bir küçük tencere de dolma yemeği bırakmış oraya anası.( Hâlâ öğrenemediler Cemre’nin yemek yemediğini.) Hemen arıyor ukala Cemre Civan’ı. “Neden sözünü tutmadın, neden anama haber verdin? Bıraksaydın da çatlasaydı orta yerinden!” diye bıdı bıdı konuşuyor telefonda yine. Ambulansın sesini duyunca da aklına ilk Nedim geliyor. (Tam bir küt beyinli ya!) Belki Civan sokakta; ambulans da başka birisi için geldi? Ya da belki annen hastanelik oldu senin bu pislikçe davranışların yüzünden? Aklına bile gelmiyor Nedim’den ötesi. İşte bu yüzden gıcık aldım ben bu karakterden.
Hiç durur mu Cemre’si, hemen gidiyor Nedim’inin yanına. Ağzının payını da bir güzel alıyor tabi. İçim soğuyor. Bu kızın çektiği hiçbir çile beni rahatsız etmiyor. Bence hâlâ daha beterini hak ediyor. Bu yetmez! Ama olan Nedim’e oluyor diye üzülüyorum sadece. Gerçi kesin ilerleyen bölümlerde “Zalim İstanbul-Nedim’in İntikamı” konseptini izlemeye başladığımızda Nedim’den de gıcık alacağız, orası kesin. İnşallah bu tip bir klişelik sergilemezler. Daha kaliteli şeyler izleriz umarım.
Ceren de Cenk’ten ağzının payını alıyor. Payını alan alana… Ceren’e zaten hiç üzülen, ona acıyan yok. Ama Cemre’ye üzülenler vardır. Şahsen ben hiç üzülmüyorum; üzülene de gülüyorum. Mevzuyu doğru değerlendirememişler diye gülüyorum!
Zalim İstanbul 12. bölüm 4. kısım izle
[/box]