[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Damla Civan’a iç dünyasını açıyor!
İç dünyasını açıyor dediysem hemen yanlışa çekmeyin. Mecazi anlamda yani… Meğer Damla sandığımız kadar vurdumduymaz değilmiş. Zamanında arabasıyla tek başına mahzun mahzun gezerken bir yer keşfetmiş. O kadar gizli bir yermiş ki ilk ve son uğrayan kişiler o bölgeye bank yerleştiren belediye işçileriymiş. En az Damla kadar bakire bir yermiş. Bu mekânı kurban olarak seçmiş.
Damla kendisini orada çok küçük hissettiği için huzur buluyormuş. Dünyada tek olmadığını, kumsaldaki bir kum tanesi olduğunu anlıyormuş, vs… vs… vs… Civan için eminim çok duygusal olmuştur. Ama beni sarmıyor böyle şeyler. Her neyse, güzel bir dertleşme yaşadılar kısacası. Damla-Civan fanlarının gözlerini gönüllerini doyurdular diyebilirim. Kimi hayranları fazla sabırsız “öpüşün gitsin işte” deyip duruyor. Ama bu işin heyecanı bu… İlla açığa çıkacaksa final bölümünden bir bölüm önce çıkmalı. O zaman şikâyet etmem.
Onu bunu bilmem ama Civan ile Damla’nın keyfi yerinde. Hazır dış kapının dış mandalıyken ve kimse tarafından fark edilmiyorlarken yaşadıkları anın tadını çıkarıp azıcık da dertleşiyorlar. Azıcık ucundan da aşk mesajları gönderiyorlar gözleriyle. Ama kesinlikle öpüşme ve aşk itirafı yok. Zaten daha çok çiğ bu aşk… En az 2 sezon lazım tam bir itiraf için. Tabi zamandan çok daha fazlasına ihtiyaçları var. Örneğin Şeniz’in ölmesi lazım. Kemiklerinin kuruduğundan da emin olunması lazım. Küllerinden doğar Maazallah! Biricik Avrupai fenomen kızı tipik bir Anadolu erkeği ile evlenip kuru fasulyenin yanında yumrukla soğan kırmasın diye tabutunu deler geçer bu kadın. Bedeniyle yapamazsa ruhuyla yapar yapacağını. Her gece musallat olur hepsine.
Bölümün bir önceki kısmında Şeniz’in planlarından bahsetmiştim. O planı nihayet devreye soktu. Adamlarını organize ediverdi. Hem de Agah’ı kullanarak. Şeniz planı farklı yaptı ve sonucu da Agah’a bambaşka bir boyutta ulaştırdı. Agah geldi bu yemlere maalesef. Şeniz bir kez daha avladı Agah’ı.
Cenk de bol keseden ahkâm kesti babasına. Artistlik yaptı. Neymiş efendim Cemre’ye ne yapmışlarmış… Son kez soruyormuş. Agah fıttırdı tabi. “Astım kestim desem ne yapabileceksin lan, sen kim oluyorsun da karşımda böyle yükselerek konuşuyorsun, dingil! Sen dediğini yapabilecek adam mısın ki? Babaya meydan okumak mangal gibi yürek ister!” şekillerinde konuşarak oturaklıca ayar verdi. Ama Cenk iyiden iyiye gaza geldi bu laflarla. Her defasında level atlıyor ve Cemre’ye daha çılgınca yardımlar ediyor. Cemre için değer mi? Bence değmez. Ama aşk işte, insanın gözünü kör ediyor.
Ceren yine duygu sömürüleri ve yağ gibi üste çıkma davranışları ile Seher’i işlemeye çalışıyor; ama Seher şüphelendi bir kere. Yine de “benim kızım yapmaz” demeyi de ihmal etmiyor. Hee canım senin kıskanç ve para hırsıyla dolu olan, engelli istismarcısı kızının her dediği doğru; yıllarca dürüst bildiğin Cemren yalancı. Cemre en kral yalanları söyler, yoldan çıkar; ama zaten yoldan çıktığı tescillenmiş olan kızın kötü olan hiçbir şeyi yapmaz. İnsan evladından bu kadar gafil olamaz. Gözünün bebeğinden anlar her şeyİ. Ama dizi işte, senarist yazar, biz de izleriz.
Ceren’in yeni derdi Cenk’in valizleri. Amerika’ya gittiğini tesadüfen öğrendi Cenk’in. Öyle bir delirdi ki Şeniz’in karizmatik duruşunu bile umursamadı. Ezdi geçti gürledi. Tehditler savurdu.“Gitmeyecek!” dedi kestirip attı. “Helalll!” dedirtti hepimize. Şeniz’in de gözünü iyiden iyiye korkuttu. Dalga geçer gibi gülümseyemedi bu kez. Bildiğin üç buçuk attı. Ama işin sonunda yine kendi ayağına sıktı Ceren. Bu öfkeyle Nedim’in yanına çıkan Ceren, azarları ve hırpalamaları ile yakayı ele vermiş oldu. Çünkü Ceren Nedim’e bunları yaparken Seher soyunma odasında Ceren’in yaptıklarını hem izlemiş hem de duymuş oldu.
Zalim İstanbul 12. bölüm 6. kısım izle
[/box]