[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cenk ve Cemre’nin planları suya düştü!
Cenk elinden gelen her şeyi yaptı. En son yaptığı şey de Ceren’i kışkırtarak kamera karşısında her şeyi itiraf edecek kıvama getirmek oldu. İşe yaradı da. Yapacağı son görev ise kamera kaydını alıp bütün hepsini Cemre’ye izletmek… İçinde ne olduğuna bakmadı bile. Öyle ki sadık bir biçimde aldı ve götürdü kamerayı. Sadece kuzenini camdan aşağı attığı gerçeği değil, Ceren’in karnındaki bebeğin kendisine ait olduğu gerçeğinin de ortaya çıkabileceğini biliyordu. Ceren’in bebeği mevzusunun ortaya çıkması çok daha mümkündü hatta. Buna rağmen her şeyi göze alarak kamera kaydını olduğu gibi Cemre’nin eline tutuşturdu.
Agah ise Cemre’yi bulup nerede olduğunu Seher’e haber verme görevini tamamladı. Güzel haberler alınca hemen melek kesildi bizim Seher. Dualar, mahcup bakışlar, olmazsa olmaz gözyaşları… Tipik Seher hareketleri… Bir tek ahkâm kesmelerini duymadık bu kez. Nasıl kessin anacım, ortada kesecek ahkâm mı bıraktı aşüfteler. Neresinden tutsan suç kendi eke kızlarında…
Cenk kamerayı Cemre’nin eline tutuşturdu; ama beklenmedik bir şey oldu. Ortalıkta kayıt mayıt yoktu. Cemre’nin suratını görünce heyecanlandık önce, “aha bacısını şey ettiğini öğrendi, şimdi şenlik başlıyor” dedik; ama bütün hayallerimiz boşa gitti. Her şeyden önemlisi de bütün bunlara sebep olan Nedim oldu. Ceren’in saçma gazları ile gitti kamerayı yerle bir etti. Devamlı değiştirmekten dolayı salonundaki koltuk döşemelerinin rengini hatırlamayan, gelen giden aksesuarı fark etmez hale gelen Şeniz, o kamera bulunduran heykelin kırıkları arasından görüntülerin kaydedildiği aygıtı buluverdi. Sonra da sırtladı Nedim’i, Cemre’nin mekânını bastı tehdit etmek için. Bütün bunlar olurken de Cemre Cenk’i haşlama yapıyordu. Cenk’in hiç hak etmediği laflar verdi. Saydırdı, sövdü, sonra da terk edip gitti. Cenk ise küçüğünden büyüğüne hepimizin yüreğini paramparça eden bir hareket yaptı. Elindeki o misilli iphone tableti duvarlara vura vura kırdı!!! Allah seni kahretmesin Cenk, her şeyi yapaydın da bunu yapmayaydın!
Cemre boğazını hırlata hırlata tükürdü. Bu yüzden tükürdüğünü yalamak pek de eğlenceli olmayacak. Çok sürmeden öğreniverdi kamera mevzusunun iç yüzünü. Oyunu Nedim’in bozduğunu öğrenince de “sen de mi Brütüs” dedi onun gözlerinin içine baka baka. Hadi bakalım Cenk’e yedirdiğin lafların aynısını Nedim’e de yedir, hadi? Yemez değil mi? Bütün derdin kaprisin Cenk’e. Neden mi? Aslında kendi suçun olan şeyler yüzünden. İyi sayılabilecek bazı şeyleri yapmanın, bazı durumlarda iyi bir şey olmayabileceğini defalarca gördü Cemre; ama senarist henüz akıl ikram etmemiş Cemre karakterine. Elden ne gelir. Cemre’nin geri zekâlıca davranışlarına öfkem o kadar yoğun ki, Şeniz’in onu dalgaya alıp sözleriyle mağlup etmesi bana haz bile veriyor. Çünkü çok haklı kelimeler kullanıyor. Beni siz beslediniz diyor. Sizin sayenizde güçlendim…
-Senin hesapsız kitapsız cahil cesaretin,
–Cenk’in korkusu,
–Nedim’in çaresizliği,
-Kız kardeşinin hırsı,
-Annenin evlat zaafı,
–Agah’ın ise körlüğü besledi benim gücümü deyiverdi.
Cemre’yi suçladı Şeniz. Salak olursan, salakça şeyler yaşarsın dedi. “Uğruna k*çını yırttığın Nedim bir anlık öfkesiyle seni harcadı, k*çına bir yırtık daha açılmadan önce son kez Nedim’e bak ve ağır akılı ol!” dedi ve kodu lafı… İçççimm soğudu vallahi!
Şeniz ise Cemre ve Nedim ile ilgili olan işini hallettikten hemen sonra Ceren’i hırpalama işine girişti vakit kaybetmeden. Ceren o an mantıklı bir harekette bulundu:
“Madem bu kayıt bizi ipe götürecek; o zaman ne diye yok etmiyoruz bunu?”
Ama nedendir bilinmez, Şeniz kayıtları kasada saklamayı tercih etti. Zaten dizi ya da filmlerdeki bu suç kanıtlarını saklama alışkanlığını anlayabilmiş değilim. Ben olsam asitte eriterek yok ederim böyle bir şeyi. İzi bile kalmaz. Ama Şeniz Hanım’ın hesabı nedir bilinmez, böyle bir saçmalık yaptı. Yapsın, sonuçta bizim işimize gelir. Ama hiçbirisi bu konu hakkında mantıklı bir açıklama yapmıyor.
Zalim İstanbul 13. bölüm 4. kısım izle
[/box]