[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Neriman köşke kabul edildi!
Biraz garip gelecek ama Ceren’li sahneler benim pek hoşuma gitmeye başladı. Cemre şapşalını izlemekten öyle bir bezdim ki, Ceren’i gözlerim arar oldu. Kötülük yaparken bile sempatik geliyor minyon halinden dolayı. Ayrıca Cemre kadar küstah ve kibirli olmaması da onu izlemek için başka iyi bir sebep. En azından kimin karşısında nasıl davranacağını Cemre’den çok daha iyi biliyor. Her neyse; bizi kötü karakterleri övecek hale getiren Cemre saçaklısını bırakalım da Karaçaylar’ın köşkünde neler dönüyor bir bakalım. Cenk Ceren’in yanına gitti ve Ceren’den gerekli talimatları aldı. (Köşke geri dönmek için) Bir de Cemre’nin soracağı samimiyetsiz hesapları savuşturmanın yolunu söyledi. Şeniz şeytanı ise Damla’nın ağzındaki baklaları çıkarttı. Nedim’in iyileşebilecek durumda olduğunu artık Şeniz de biliyor.
Seher Cemre’nin ağzını arama girişimlerinde bulundu ve çok da değişik bir sonuç çıkmadı. Cemre bir cambaz edasıyla bu sorgudan da sıyrıldı. Ama sorgulardan tek sıyrılan Cemre olmadı. Süper bir hamle ile Cenk de sorgulardan kurtuldu. “Sen önce Nedim yaramışlığının hesabını ver de sonra beni sorgula. Hayırdır ne iş? Sen de mi enişteci oldun başıma?” Cemre dumura uğruyor o anda. Yaprak dökümü dizisindeki Necla’nın durumuna düşmek ağır geliyor. Hey gidi Nedim? Kim derdi ki bu halinle millet sana köpek olacak? Bir de ayağa kalksan neler olur Allah bilir. Sen de basmakalıp tikilerin arasına katılırsın muhtemelen. Bizi açmaz, ama zamanın genç kızlarının zevkine hitap edersin mutlaka.
Agah’dan Şeniz’e karşı bir akıllıca hamle daha geldi. (Çoktan yapmış olması gereken bir hamle.) Şeniz’in Nedim üzerindeki tüm hakları devre dışı kaldı ve tamamı Agah Bey’in kontrolüne geçti. Böylelikle Şeniz Nedim’e gizliden gizliye pisliğini bulaştıracak avantajlarından, tüm kapıları açan anahtarlarından olmuş oldu. İşi epey bir zorlaştı Şam şeytanının. Tipinin nasıl kaydığı görülmeye değerdi. Ama bilirsiniz. Şeytan kıyamete kadar pes etmez! Sağdan yaklaşacak imkân bulamazsa soldan yaklaşır. Oradan da olmazsa önden, o da tutmazsa arkadan… Kötülüğün sınırı yok…
Şeytan’ın stajyeri Neriman da köşke girmek ve Ceren’in eli ayağı, gözü kulağı olmak için kendi çapında bir şeyler yapmaya çalışıyor. Neresinden girsem, ne etsem diye her yanı kurcalayıp duruyor. Bu çeneyle elbet bir delik bulacak ya, göreceğiz. Seher daha 6-7 cümle geçmeden şöyle bir oturup düşünmeye başladı bile. Neriman da baktı ki Seher kıvama gelecek gibi, hemen gebelik kozunu kullanarak bir yoklama daha çekti delik var mı yok mu diye. Seher’in oltaya gelmesi uzun sürmedi. Neymiş efendim kız banyoda düşmüş. “Ya bugün olanlar yine olursa.” diyor süzük süzük. Sanki köşkte banyoya biriyle giriyor da o tutuyor kolundan bacağından. Ya da köşkün fayansları kaydırmıyor mu diyelim, ne diyelim? Senin torunun sakarsa evin suçu ne, banyonun suçu ne?
Seher yine geldi bu zalimlerin oltasına. Ne yaptılar ettiler Seher’i bu konuda mücadele vermeye ittiler. Sonunda başarılı da oldular. Bahaneleri de hazır: Civan’ı yalnız bırakmamak… Agah Seher Hanımının hatırına bu yemleri yutmuş gibi yaptı tabi. Aslında Şeniz’in itiraz etmesi işi kolaylaştırdı diyebiliriz. Agah Şeniz’in gıcığına Neriman’ı kabul etti. Böylelikle Şeniz’in evdeki hakimiyetinin ve haklarının sınırları bir kez daha belirlenmiş oldu. İnceden Şeniz’e “haddini bil, sana söz hakkı veren olmadı” mesajı verilmiş oldu. Bu durum Cenk’in pek hoşuna gitti. Paçayı bir nevi kurtarabilmiş oldu. Hem de hiç zahmet çekmeden. Ah şu Ceren yok mu? Cadı madı ama yine de insaflı kız. İşi bozmayı da biliyor, düzeltmeyi de… Kıyamıyor Cenk’ine… Ne de olsa para ve köşkten sonra üçüncü sevdiği şey Cenk… Eğer öyle olmasaydı Nedim ile evliliği onu rahatsız etmez, hayatını yaşardı.
Simülatör Şeniz yine çekti oğlunu bir kenara; olanlar ve olabilecekler hakkında pekiştirici bir belgesel daha yayınladı. Cenk’in gözü korktu tabi. Nedim’in iyileşecek olduğunu duymak daha bir korkuttu. Vicdan azabı ve nefsi arasında birkaç tur attı ve gözündeki korkuya bakılırsa nefsi daha ağır bastı. Ama iş işten çoktan geçti bile; atı alan Üsküdar’a demir attı… Şimdi ise yapacakları tek şey, oturup Titanik gibi oskarlık batışlarını seyretmek ve yetersiz filikalarıyla kaç avantaj kurtarabileceklerini hesap etmeye çalışmak…
Zalim İstanbul 15. bölüm 5. kısım izle
[/box]