[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim köşke dönüyor!
Ceren beyaz tekerlekli prensinin siyah limuzinli bir centilmenliğe terfi ettiğini Neriman’dan öğrendi. Şu Neriman’dan gıcık alıyorum falan; ama onun bu tuhaf hareketleri bazen beni tuhaf bir şekilde güldürüyor. Bir şeyi anlatırken kullandığı metaforları dinlemek gerçekten eğlenceli.
Cenk ise o gece anlıyor Cemre’nin bu sırları bildiğini. Nedim’in yürümesine ve konuşmasına şaşırmadığını; sadece o gün oraya geldiğine şaşırdığını fark ediyor ve bu küçük ayrıntıdan Cemre ve Agah’ın sır saklama ihanetini çözüyor. En kötüsü de Cemre’nin kendisinden neden boşanmadığını da anlamış oluyor. “Döndüğünde Nedim’i görebilmek için…” Oysa ki Cemre o gün orada boşanmış olsaydı ve azıcık sabretseydi Nedim zaten onu gelir bulurdu. Ben hiçbir aşkın ya da sevdanın bu kadar aptalca ve gurursuzca olabileceğine inanmıyorum ve inanmak da istemiyorum. İnsan aşk için bir şeylerden fedakârlık eder; ama bu kadar değil! Bu kadarı beyinsizlik! Özsaygı diye bir şey var. Kendisini rezil ediyor bir Nedim uğruna. Nedim buna değer biri mi o da belli değil. Nedim bile kendini daha yeni yeni tanıyor. Belki de o kadar da iyi ve sempatik birisi değildir? Tekerlekli sandalyedeki insanla ayaktaki bir insan birbirine benzemez. Önce bir sınansın bakalım; ondan sonra kalbini verirsin…
24 saat bıkmadan usanmadan çalışan Çılgın Psikolog Oya; nihayet birkaç saniyelik düğün ziyaretini konuşmak için Nedim’in yanında bitiyor. Doktor ona danışmanlık yaparken bir yandan da Nedim’den edebiyat dersi (!) alıyor. Doktor ona “Nasıl hissediyorsun?” diye soruyor, o da “Kendimi hissetmiyorum. Onları hissediyorum.” diyor. Ben de “Yuhh!” diyorum. Yaşar Kemal bile böyle bir cevap veremezdi. Adam iki günde kendini aşmış! Velhasıl Nedim Bey o köşke dönmeye hazır hale geldi. (Hesaplaşmaya hazır hale geldi desek daha doğru olur.) En çok da ona acıdığını ifade eden Cemre ile hesaplaşmaya hazır. Doktor “Ok” diyor içeriye giriyor bu “Rosalinda” dizisi gibi kokan Nedim’in yanından kopup.
Seher, geceyi gudubet Ceren ile geçirmek zorunda kalan Nurten’e Nedim’i ballandıra ballandıra anlatıyor. Nurten’in içi gidiyor tabi.
“Bir gelse de görsem. Az yıkamadım donlarını onun.”
Cemre dinliyor Seher ile Nurten’in sevinçlerini. Kendisi de duygulanıyor. Baş başa kalıyorlar Seher ile Cemre. Seher ona ne kadar emek verdiğini ve ne kadar başarılı olduğunu söylüyor. Cemre kendi emeğini inkâr ediyor. Seher kabul etmiyor bunu:
“Öyle deme kızım, sen bu kadar geri zekalılıklar yapmasaydın Nedim’in bu kadar içi şişmez ve o sandalyeden kalkma gereği duymazdı. Çok emeğin var bu işte.”
İkna oluyor Cemre… Ama yine de üzgün. Seher kıyamıyor kızına ve dertleşme davetinde bulunuyor. Cemre’yi bilirsiniz. Bu tür davetlere icabet etmez. İcabet etse bile icra etmez. Zaten Cemre’nin yerine Seher’in telefonu ret cevabı verir bu teklife. Konsantrasyon bozulur ve herkes kendi yoluna dağılır. Arayan gudubet babaannedir. Seher’i sıkıştırır Ceren mevzusu için. Sıkıştırma konusu: “Ceren o köşke ne zaman dönecek?”
Seher de ne yapacağını şaşırmış vaziyette. Bir yanda salak kızları, diğer yanda yürümeyi ve konuşmayı daha yeni sökmüş olan damatları, diğer yanda vampir gibi sağda solda gezen kaynanası… Seher ne yapsın?
Nedim nihayet ayak bastı köşke. Kaynanası, hizmetçisi ve baldızı da odasını hazırlamışlar zaten. Ohh! Gel keyfim gel. El üstünde tutulur artık. Şeniz’in abiye giymediği ve makyaj yapmadığı nadir anlardan birisini izliyoruz bu arada. (Makyaj yapmadı dediysem o şekilde değil. Sette yapmışlardır “doğal gibi dursun kanka” makyajından.) Kadim dostu tekerlekli sandalyeyi de getirtmiş ardından. Muhtemelen amacını unutmamak için… Herkes mutlu, sevinçli (Şeniz ve Cenk hariç)
Nedim odaya girince gelmişini geçmişini hatırlıyor. Cemre ile söyledikleri şarkının notalarını da bir temiz yırtıyor. Bilindik intikam yemini hareketleri işte. Psikoloğu geliyor eve Nedim’in. Herkesle konuşmak için:
“Siz beni tanımıyorsunuz ama ben sizi çok iyi tanıyorum. Nedim hepinizi anlattı. Çoğunuzun godoş olduğunu düşünüyor. Bir kısmınız geri zekalı, derken küçük bir matematiksel hesabın sonunda adam yerine koyduğu tek kişi Nurten çıkıyor. Kusura bakmayın, sizi hayal kırıklığına uğrattım sanırım.”
Şeniz ve Cenk hayal kırıklığına uğramadı tabii. Zaten Psikoloğun konuşmak istediği asıl konu da bu değildi. Konu: “Nedim’in yeni hayatı ve adaptasyon süreci” Pek eğlenceli değil yani… Günlük burç yorumlarını okur gibi “benim hakkımda ne düşünüyor acaba” diye sorulan sorular üzerinde durulmayacak.
Zalim İstanbul 18. bölüm 2. kısım izle
[/box]