[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim’le akşam yemeği fiyasko oldu!
Ceren Seher’in edebiyatlarından kaçmak için uyuyor taklidi yapmaya karar veriyor. Ama Seher sen uyurken de edebiyat yapar güzelim. Edebiyat yapmak için zaman ve mekân şartları uygun olmak zorunda değil onun için. Seher’in amacı kızını anlamaya çalışmak. Ama Ceren güzel söylendi kendi kendine “Beni anlama anne, beni anlarsan yüreğine iner Maazallah.” Her neyse, uyuyor gibi yapıp şansını deniyor yine de. (Şansı yaver gitmiyor.)
Seher yine kızını anlayamadı; ama en azından Nedim’e karşı pişmanlık yaşadığını anlamış oldu. Bu pişmanlık Seher’i mutlu etti. Ah Seher ahh; ne kadar iyi niyetlisin. Madalyonun karanlık yüzünü bir bilsen! Bir de Cenk ile Cemre’nin boşanma teşebbüsünü ağzından kaçırmasaydın ne güzel olurdu.
Nedim’in ise akşam yemeği fiyasko ile sonuçlandı. (Nedim açısından.) Her şey Nedim’in elindeki bıçağı yere düşürmesiyle başladı. Buraya kadar her şey normal. Asıl sorun, Cenk’in o bıçağı yerden geri almaya çalışması oldu. Nedim Cenk’in elinde o bıçağı görünce içgüdüsel olarak korktu. Kendisine zarar vereceğini zannetti ve hemen ortamı terk etti. Cemre bu duruma romantik bir açıklama getirmeye çalıştı. Tabi insanları aydınlatırken Cenk’i de yerin dibine gömüyordu. O bıçağı alıp Nedim’e vermenin ayıp olduğunu ifade edince Cenk çığırından çıktı ve Cemre’ye hepimizin içini soğutacak şekilde bağırıp çağırdı. (Ohhh içimin yağları eridi!) Cemre ise yaptığı aptalca çıkarımlarla öylece kala kaldı.
Ceren ise Cenk ve Cemre’nin düğün yemeği ile ilgili Seher’i sorguya çekiyordu. Cenk’in Cemre’yi boşamaya kalkışması onun egosunu tatmin etmişti. Cemre’nin ise boşanmak istememesi onu şaşırtmıştı. Belli ki evliliklerinin üzerinde kara bulutlar dolaşıyordu. Sonuç Ceren’in istediği gibi olmamış olsa da gidişattan kurtardılar sınavı. 4 buçuktan 5 aldılar toplu olarak… Artık o köşke dönmeyi ve Nedim ile yüzleşmeyi göze almıştı. Seher ona yardım edecekti.
Cemre yaptığı şapşallığı anlayıp Cenk’i teselli etmeye gitti. Cenk, korkusunu ve tereddütlerini ifade etti, Cemre ise “Kalbinin sesini dinle” felsefesi yaptı. Her neyse, Agah da evden kovulduğu için mecburen bağ evine gitmek zorunda kaldı. Damla’nın sorguya çekmeleri ve yalvarmaları da hiçbir işe yaramadı. Tabii Şeniz’in girişimleri de işe yaramadı. Anlayacağınız köşk şu sıralar çekilir gibi değil. Ceren’in gözünün yeniden “köşk” bürümesi dizinin akışı açısından önemli.
Zalim İstanbul 18. bölüm 4. kısım izle
[/box]