[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Civan Agah’ı harcayacak mı?
Seher’in beklediği o an nihayet geldi. Civan Bey nihayet bir adet avukat bulabildi. Yalnız işkembe çorbasına dönmüş bu olayı bu avukat nasıl çözecek bilemem. Ceren’in de bütün bu dertlerin arasındaki en büyük derdi ablasının kendisine kuma gelecek olma ihtimali. Ciddi bir boyuta giden basit bir evcilik oyunu gibi Ceren’in yaşadıkları… Komik, saçma, çocukça… Ama ne yapıp edip ortalığı karıştırıyor mu? Evet! Ve bütün bunlar doğurganlığı sayesinde. Başka hiçbir özelliği yok. Zeka, öngörü, tecrübe, sabır vs bunlar hep vasat. Yani iyi bir entrikacı sayılmaz Ceren Hanım. Antakya’da işler tıkırında gidiyordu muhtemelen bu yüzden kendisini bir şey sandı. Ama İstanbul’da senden çok tecrübe ettiler güzelim, geç kaldın İstanbul’u ayağa kaldırmak için. Haa bir şeyler yapabilirsin elbet ama en çok kendine. Belki de sadece kendine. İyi ya da kötü yaptığın her şey ilk senin ayağında dolanacak. Babaanneni dinleseydin “Hızlı giden atın b*ku seyrek düşer.” atasözüne maruz kalmazdın. İlmek ilmek dokumak vardı bu süreci, ama sen sabırsız davranıp her şeyin içine ettin. Bir şeyler elde etsen de istediğin gibi şeyler elde edemeyeceğin kesin. (Ben de entrikacı kızlara akıl vermiş gibi oldum. Kötü müyüm neyim?)
Civan tuzağa düştü düşmeye, şimdi de asıl mevzuya geldi. Agah’ın bu uyuşturucu işlerini yaptığını söyletmek ve savcılığa imza vermek. Sizce Civan böyle bir hainlik yapar mı? Yok artık yani sizde iyice şey yaptınız çocuğu! Deli yürek Civan elbette haktan yana oldu. Agah’ın takdirini de bu şekilde kazanmış oldu. Agah şu ahir ömründe bir mert evlat daha bulmuş oldu. Ama her bulduğunda başı dertten çıkmıyor. Ağır bedeller ödüyor. Herhalde bu hayatın “Başladığın yere dön, özüne dön.” mesajı olmalı. Yani samimi insanlar istiyorsan mütevazı hayatına geri dönmen gerekiyor. Bu gidişle Agah geldiği köye geri dönecek gibi. Daha şimdi değil de, başlarında Ceren ve Neriman musibetleri varken çok da zor olmaz. Agah biterse Şeniz’in aşkı da biter. Seher’in kalbindeki merhamet ve sevda da Agah’a yeter zaten. Yaşar giderler Antakya’da. Türkü barlarda Cemre’yi dinlemeye giderler hafta sonu, ne olacak yani fena mı?
Bölümün bu kısmında en çok üzüldüğüm Seher, Cemre, Civan ya da Agah olmadı. En çok Nedim’e üzüldüm. Şeniz aç kurdu ile bir başına kaldı koskoca köşkte. Nedim rolünü iyi yapıyor şefkat damarlarımızı kabartıyor adeta. Gelecek bölümlerde Nedim’li bölümleri gerçekten merak ediyorum. Cemre’ye olan aşkı nasıl sonuçlanacak, yoksa diğer dizilerde olduğu gibi kız zengin züppeye aşık olup gerçekten seveni geride mi bırakacak? Bir de dizilerde en sevmediğim şey, daha önce iyi olan birisini ölümüne kötü hale getiriyorlar. İnşallah Nedim’i Cemre ve Cenk’ten intikam alırken izlemeyiz. Hiç sevmiyorum böyle şeyleri. Herkes karakterinin adamı olsun. Biz de aşk acısı çektik ama milletin başına çorap örmedik yani. Akıllı olun!
Şeniz fırsattan istifade ailece müştemilattan kazıdı tüm aileyi; ama bu işin sonu tükürdüğünü yalamak olmasın sonra Şeniz Hanım? Gerçi sen alışıksın böyle şeylere. Bulundun kademeye bir zarar gelmesin diye amuda bile kalkarsın, yeter ki rüzgar o yandan essin. Zavallı Damla da evde fır dönüyor sevdiceği kodese düştü diye. Bir de topyekûn evden atıldılar diye tabi. Tam da aşka gelmişti Fenomen kız. Yazık oldu. İşin kötüsü Agah’a da “kaçıp gittiler” diye yalan uydurdular. Agah ister istemez kıllandı bu işten. Ama bu iş burada bitmedi elbette. Şeniz’in daha çekecek çok çilesi var. Oldu bittiye gelir mi bu işler? Hele şu avukatlar ordusu ile işi halletsinler sana da sıra gelecek
Zalim İstanbul 4. bölüm 2. kısım izle
[/box]