[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Seher’i ipleyen yok!
Seher’in ahkamlarına, bağırmalarına, çağırmalarına bakmayın. Aslında onu tınlayan yok. Lütfedip de bir şeylerini paylaşmazlar. Gerçi fazla da bir olay olmadı aslında. Sadece evin hanımına “Bu kadın!” diye hitap etti, suçladı, bunun üstüne patronu “terbiyesiz” diye bağırdı, evin içinden kovdu, evin oğlu “tehlikeli sularda yüzüyorsun, kahramanlık yapma” dedi uyarı çekti vs… Bunlar her iş yerinde yaşanabilen basit şeyler oysa. Anlatmanın ne lüzumu var (!)
Hadsizlik Cemre için basit bir şey. Her zamanki şeyler işte. Bunları yazarken Şeniz’in, Cenk’in ya da Agah’ın haklı olduğunu düşündüğüm için yazmıyorum. Ölçüp tartmadan öne atılmanın, küstahlık yapmanın cesurluk olduğunu sanmaları asıl sorun. Küstahsınız işte! Şeniz’den ya da Cenk’den daha küstah ve kibirlisiniz. Çirkinsiniz. Bu yüzden de başınıza gelmedik kalmayacak. İzleyiciler bu manyakları örnek alıp da cesur davrandığını falan sanmasın. Böyle yaparak herhangi birisinin sizi “Vay bee, ne kadın! Ne cesur!” diye takdir edeceğini falan da sanmayın. Âşık falan hiç olmazlar. Bu tamamen bir sevimsizlik örneği… Gerçek hayatta böyle bir şey yapsınlar bakalım iki dakika tutuyorlar mı yanlarında? Yemin ediyorum çekilecek çile değiller. Nedim kızı sevmese o evde yaşayabilecekleri 1 dakikaları bile yok. Bir de sanki onca olayı yaşayan benmişim gibi “Ufff anne yorgunum uyuyacam ben, yarın konuşuruz.” diyor. Şahsen ben olsam “Birazdan buraya gelip bizi yaka paça dışarı atarlar mı?” diye düşünür, üstümü başımı çıkarmam ve ufaktan çantamı hazır etmeye başlardım. Bu ne özgüvendir arkadaş!
Ceren de sap sap hamile kalmış gevrek gevrek gülüyor. Sanırsın daha önce onlarca adamdan hamile kalmış da 30 kere çocuk aldırmış gibi… Eli bile titremiyor. Bunlardaki özgüven Hollywood yıldızlarında bile yok. Neriman da korkuyor torunu bir namussuzluk yaptı mı diye. Başıma namus timsali oldular bir anda. Bu aşamaya kadar gelen süreç çok mu namuslu ilerledi de bu aşamadan namuslu bir şeyler bekliyorsun? Tadını çıkar her şeyin. Ye, iç, s*ç, yat işte, buranın müştemilatı sizin oranın rezidansı gibi.
Agah da durumu anlamaya çalışıyor. Elbet o da istiyor Nedim’in huzurlu olmasını, iyileşmesini, mutlu olmasını; ama anlayamadığı bir sebepten Nedim herkese karşı çok öfkeli. Şimdi kızıyoruz “Nasıl anlamıyor etrafında olan biteni!” diyoruz ama unuttuğumuz bir şey var: Olanları sadece biz izleyiciler biliyor. Şeniz’in ağzından dökülmeyen kelimeleri biz iç ses olarak duyuyoruz, onun düşüncelerini yüksek çözünürlüklü plazma televizyonlarımızdan rahatça izliyoruz. Ama Agah karakteri henüz bunları bilmiyor. Akıl okuma yeteneği olsa elbet o da bilirdi, ama sonuçta biz X-Men izlemiyoruz. Sıradan bir Türk dizisi izliyoruz. Herhalde Nedim öyle çırpınıyor, öfkeleniyor diye Agah durduk yere karısına “Lan yoksa sen beni ağabeyimle aldatıp Nedim’i komaya sokmaya mı çalıştın? O yüzden mi bu çocuk böyle yapıyor?” diyecek hali yok ya? Kim karısına kızına böyle şerefsizlikleri kondurabilir hemen? Hele ki daha dün eve girmiş bir hemşire mi bilecek bütün bunları? Belki evet (senaryo öyle işlediği için) ama bu sonucu değiştirmez. Agah’ın 25 senelik karısından şüphelenmesi için henüz hiçbir sebep yok. Bu yüzden aklı tam olarak başında olmayan yeğenine güvenip de ortalığı yakıp yıkamaz. Öyle yapsa saçma olurdu zaten.
Biz Şeniz’in yediği naneleri biliyoruz. Karakterler de aydınlanacaktır elbet. O yüzden derin bir soluk alıp birazcık gevşeyin. Burada en büyük hata Cemre’de… Haddi olmayan işlere burnunu sokup küstahça, bağır çağır bir şekilde olay çıkartıyor. Halbuki yapacağı şey uygun bir anda Agah’ın odasına gidip durumu gayet resmi bir şekilde ifade etmek ve yapılabilecek bir şeyin olup olmadığını sormaktı. Ben de demiyorum üç maymunu oyna diye. Ama adamın karısına “bu kadın” diye başlayan cümleler kurmak, terbiyesizlik yapmak asla kabul edilebilir bir şey değil. Nedeni ne olursa olsun. Paçoz davranışlara lüzum yok.
Şeniz de daha fazla bıçak biledi bu olanlardan sonra. (Olacağı buydu.) Ne sanıyordun Cemre Hanım, tüm köşk halkı senin yaptığın cazlara boyun mu eğecekti? Seni Hanım Ağa mı ilan edeceklerdi? Ergen gibi atıldın ortaya, göze battın… Hadi uğraş dur şimdi şeytanlarla. Şeniz de kamerayı kapatıp açıyor aklınca; kameraya doğru yürüyüp kapatmak için uzanırkenki kısımlar ve kamerayı tekrar açtığı an Agah’ın hiç gözüne çarpmıyor mu? Diyeceğim de Şeniz’den bahsediyoruz burada. Kendi paçasını kurtarmak için teknoloji merkezi bile kurabilecek olan bu kadın basit bir detayı mı halledemeyecek? Benimki de laf işte.
Agah şimdi Cemre’ye çok kızgın. Onu eve alası gelmiyor. Nedim Cemre Cemre diye mızmızlanmasa hepsinin gideceği yer “Büyük İstanbul Otogarı”. Cenk’e de kızgın, kuzeninin müstakbel karısının alt dudaklarından bir öpücük aldı diye… (Ay ne var yani, kuzeninin sözlüsü sonuçta, yabancı mı?) Bence bu evdeki genç nüfusu azalırsa refah seviyesi zirvelere çıkacak. Zavallı Agah’ın şansına hepsinin bir araya gelmesi ergenlik dönemlerine denk gelmiş. Başında zaten iki tane zırto vardı, Seher’in takımı gelince zırto sayısı 2,5 katına çıktı. Paranla rezil oldun be Agah, iş hayatın bu kadar yolunda giderken köşkün içindeki bu iç savaşı nasıl gözünden kaçırabildin ve bunlara nasıl yol açabildin hayret!
Zalim İstanbul 5. bölüm 2. kısım izle
[/box]