[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Gizemli kara zarflar kime ait?
Ceren uslu uslu evine döndü. Hepimizin aklında aynı soru, “Ceren’in bebeğine ne halt ettiler?” İnanın ki bunu kimse bilemiyor. Ama çok saçma bir şey çıkacağından emin olabilirsiniz. Neriman da kafa tutuyor Şeniz’e “Eğer bebeğe bir şey yaptıysanız vay halinize!” diye… Ne yapacaksın lan! “İftira atıyorlar!” der geçer, hiçbir şeyi kanıtlayamazsınız. “Sağda solda erkeklerle düşüp kalkmış, bebeği oğluma yamamaya çalışıyor.” der. Ortalıkta bebek olmadığı için DNA testiyle kanıtlama şansı da kalmaz. Kendi kendinizi rezil ettiğinizle kalırsınız.
Seher için şimdilik her şey yolunda gidiyor. Kızı Ceren yatağında uslu uslu yatıyor, oğlu Civan o gün başını bir belaya sokmamış, Cemre ise otel odasında “zengin” bir gençle basılmış… (Dalga geçmiyorum, başlarına gelebilecek en masum şeylerden birisi bu.) Seher o gece rahat bir uyku çeker artık. Taa ki evlatları gözlerini yeni bir sabaha açana kadar. Ceren’in beyin hücreleri nihayet çalışmaya başlar ve Şeniz’in lafları kafatasının içerisinde bir sağa bir sola dolanıverir. Herhalde Ceren gibi birisinden bu olaylar bütününü sessiz sedasız karşılayabileceğini bekleyemeyiz.
Seher ise elinin ucuyla iş yaparken Agah’ı sorguya çeker “Benim kızımı şey etmiş mi?” diyerekten. Agah ne yapsın, kendi mi demiş kızına “git oğlumla otel odalarında dertleş” diye. Sen kızına güveniyorsan ona sor ben oğlumun ne beline ne de diline güvenmiyorum diyor haliyle… Hal böyle iken kim kime ne diyebilir. Gidip salak kızına hesap soracaksın artık. Öbür kızın elini kolunu sallaya sallaya köşkün göbeğinde elin oğluyla günlerce koyun koyuna olup içine çocuğu koydurmuş, sen daha burada “Aceba Cemre’nin eline Cenk’in eli değdi mi?” diye düşün dur, endişelen…
Yalnız Şeniz’in yapabileceği en doğru şey Ceren’in bebeğini düşürtmekti. (Doğru dediysem Şeniz açısından doğru. Yoksa insani açıdan tabi ki de doğru değil.) Artık Şeniz doğmamış bebeğe kıyamadı mı, başka bir hesabı mı var, orasını önce Allah sonra da senarist bilir. Ama spoiler vermek gibi olmasın, aklındaki diğer hesap, ayağa dolanır cinsten bir hesap. Kafasızca. Hem zaten dizi senaryosu olmasaydı başarılı olmayacak bir hesaptı. Senarist sağolsun ucunu ucuna denk getirdi her şeyin her zamanki gibi. Tereyağından kıl çeker gibi. Köşkte yaşayan herkes böyle şeyler yapamaz, inanmayın. Altı üstü hırsları olan süslü bir kokona bu. Emekli FBI ajanı değil. Bu kadar sezdirmeden hiç kimse iş götüremez. En azından ev ahalisine sezdirmeden iş götüremez diyelim. Bir kısmı da paparazilerin, mobeselerin kadrajından kaçmaz desek… Yakalanmamak imkânsız bir şey…
Agah Karaçay ise 17 Haziran 2019’u işaret eden acayip acayip kanlı notlar alıyor falan… Kimin gönderdiği de belli değil. Bence senaryonun bu kısmı unutulmuş olabilir. Azıcık aksiyon vermek istediler galiba, sanki yeterince aksiyon zehirlenmesi geçirmemişiz gibi… Her neyse şimdilik biz de merak ediyoruz, acaba bu yazılar kime ait diye. Kara zarfların bir kısmı Nedim’in odasında çıktı, güya bunları Nedim yazmışçasına; ama yemezler tabi. İlk tahmin hiçbir zaman doğru çıkmaz. Hiç beklemediğimiz birisi çıkacak kesin. Belki de Nurten çıkar. Şahsen benim en beklemediğim kişi o… Ya da zarfları içeriye getiren sekreter kadın. Geçmişin rövanşını almak istemiş olabilir. Belki de şansını deneyecektir. “Zamanında Şeniz de sekreterdi işi pişirdi, benim neyim eksik?” diye düşünüp atağa geçmiştir. Ve saire ve saire… Her şey olabilir.
FBI Ajanı Şeniz Karaçay ise kocasını yakın takibe almış durumda. Onunla ilgili her türlü bilgiyi tıkır tıkır alıyor. Bence Agah kendi adamlarıyla çalışmayı bırakıp karısıyla çalışmaya başlamalı. Hem adamlarına ödediği maaştan tasarruf eder, hem de esrarengiz kara zarfların ve 17 Haziran 2019’un şifresini çözerler. Tabi bu zarfların altında Şeniz’in parmak izi yoksa… (Kesin yoktur, çünkü ikinci akla gelen kişi Şeniz. Saksıyı biraz daha çalıştırın.)
Anası ve babası Rockefeller ve Rothschild Ailesinin acımasız tuzaklarıyla uğraşadursun, Cenk Bey de Cemre ile olan aşkını kanıtlamaya çalışsın… İşte hayat böylesine dengesiz ve adaletsiz… Cemre’nin de bir ajan olduğunu düşünmüyor değilim. Kız hem Hemşire, hem Türkücü hem de Piyanist. Kızım sen Antakya topraklarında hangi ara bu kadar şeyi öğrendin? Birkaç bölüm önce “Ben şarkıcılıkta profesyonel değilim, eğitim almadım.” diyordun oysa… Diğer bölümlerde antrenör olarak da görebiliriz Cemre’mizi. Çünkü aslında o da bir ajan. Anası bile bilmiyor bunu. Anası zaten bağırıp çağırmaktan, esip gürlemekten başka ne bilir ki?
Ceren de anasına çekmiş, her fırsatta gırtlağını patlatırcasına bağırıp beni yoruyor… Şeniz’e hesap soracak “Bebeğime ne yaptın?” diye, ama o hesabını sorana kadar benim sinir sistemim elektro bugi dansı yapıyor. Şeniz ise bu çemkiriklere karşı olukça metanetli. İş bana kalsa seviye epey bir düşerdi diye tahmin ediyorum. Ama o zaman Şeniz gibi olmamış olurdum. Şeniz gibi olmasaydım ya gözüm bu adrenalini kesmez ve o hataları hiç yapmazdım, ya da yapmışsam bile kendimi çoktan ele vermiş olurdum…
Zalim İstanbul 7. bölüm 2. kısım izle
[/box]