[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cemre’nin planı ortaya çıkıyor!
Ah şu düşmana arkayı dönük yapılan ve anahtar kelimeler sarf edilen (ilaçlar, Nedim, test sonucu, kimse bilmeyecek, Yonca) telefon konuşmaları yok muuuu… Ah bir de şu algıları son sistem açık olan kötü karakterler yok muuu…. Çatlıyorum, deliriyorum! Neriman şimdi Ceren’e ve yeni ailesine yaranmak ve Cemre’yi diskalifiye etmek için bu malzemeleri daha bol malzemuslu bir hale getirip Karaçay’ların sofrasına sıcak sıcak servis etmez mi? Edeeer!
Ceren hayatı boyunca yapmadığı alışverişi 2 saat içinde yapmış olmanın verdiği gazla ortalığın yine tozunu attırıyor. Seher de ezikliğin 50 tonunun 38. tonunu sergilemenin peşinde… Cemre ise gurur ve cesaretin örekesinden Türküler çığırıyor. Roman havasında çalgı çengi sürüyor anlayacağınız; Karaçay köşkü Karaçay köşkü olalı cümbüşün böylesini görmemiştir eminim.
Neriman Ceren’e havadisleri uçurdu nihayet. Anahtar kelimeleri aktardı. Ceren mevzuyu k*çından anladı ama olsun. Sonuçta korkmasına yetti. Aldı hemen bıçağı elineee…!!! (Korkmayın ya, yastığının altına koyacak, eğer Nedim iyileşirse kendisini Nedim’in cinsel saldırılarından korumak için) Nedim de ölüyordu zaten senin için. “Bi ayağa kalksam da şu kızı yesem” diyordu zaten. (!) Soğan cücüğü! Ceren anlamadı ama anlayan birileri çıkacak elbet. Şeniz tabi ki başka kim olacaktı? Bu anahtar kelimeler Şeniz ve teşkilatının iki bölümlük Cemre takibinde işe yarayacaktır kesin.
Seher’n bunca ezikliği sergilemesinin asıl nedeni nihayet anlaşıldı. Agah’ın gözünde “Ben para düşkünü bir kadın değilim!” imajını korumak ve birkaç laf daha sokarak Agah’ı hüsrana uğratmak. Kadın akşam sırf bunu yapabilmek için köşkteki herkesin hizmetçiyken bile temizlemeye tenezzül etmediği kirli donlarını beyaz sabun rendeleyerek kaynar suda çitileyip, bir de üstlerine ütü basmak zorunda kaldı. Bulaşıkları bol hypo ile elde yıkadı, bir mesai saatinde egzama oldu kadıncağız. Yerleri vileda ile değil, büyük bir bez yardımıyla bizzat elleriyle sildi. Agah Bey eve ayak bastığında gözden kaçmasın diye en son Agah Bey’in geçeceği yerlere odaklandı tüm tükenmişliği ile. Sırf Agah’ın gözüne girebilmek ve yaranmak için. (Seher’in sümsükçe davranışları o kadar gıcığıma gitti ki, laflarımla bir tekme de ben vurmak istedim.) Agah onca saçmalığa rağmen yine iyi nezaketli; Seher ise nezaketten yüz buldukça şımarıyor ve yükseliyor her zamanki gibi.
Ceren ise ilk kez Cenk’in odasına Cenk tarafından davet edilmenin haklı mutluluğunu yaşıyor onca sevişmelerden ve bebekten sonra; ama Cenk’in soruları ve davranışları neticesinde mutluluğu fazla uzun sürmüyor, süremiyor. Bir de umutsuzca “Şu yatakta yatarken aklına hiç ben geliyor muyum?” diye soruyor. Kızım, bu adam sana gelene kadar altından geçirmediği kadın kalmadı. Kaç tane ırkın tadına baktı senin haberin var mı? Hepsi senden daha tecrübeliydi belki de. Onca kadın dururken aklından geçireceği ve özleyeceği kişi sen mi olacaksın? Güldürdün yine beni kız! Kötüsün mötüsün ama saf olduğun her halinden belli. Oysa ki sen Cenk’in sofrasının en sonlarında duran, kuruyemişçiden 5 liralık alıp piknikte çinttiğimiz bir avuçluk ay çekirdeğisin yavrucuğum… Vah garibim vahhh! Sen iyisi mi her şeyi itiraf edip harakiri yap ve bu mevzuyu en kestirme yoldan çöz bacım! (Şaka yapmıştım aslında ama işler karışıyor gibi… Seher gelip bozuk motor eşliğinde bana azmettirici ithamıyla hesap sormadan ben kaçıyorum…)
Zalim İstanbul 8. bölüm 6. kısım izle
[/box]