[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cemre yine kaşınıyor!
Cemre sinsi davranmaya çalışırken bile açık yürekli olmaya devam ediyor. Hâlâ daha level atlayabilmiş değil. Ne kadar sinsi davranacağını gidip Şeniz’e bir bir anlatacak kadar toy henüz. Oysa bu şekilde davranmak Şeniz’in çok dikkatli davranmasına ve kendisini yakın takibe almasına sebep olmaktan başka bir işe yaramayacak. Daha öğrenecek çok şeyi olduğu belli. Şeniz elbet ürperiyor ama aynı zamanda da gülüyor bu duruma haklı olarak. Belli ki Şeniz’in satın alması gereken daha çoook adam, kurum ve kuruluş var. Harca harca bitmedi paracıkları. Agah fark etmiyor mu bu para akışlarını anlayamıyorum. Gerçi fark etse bile “Timsah derisinden çanta almıştır muhtemelen.” der geçer, ne yapsın? Kadınlara yaptıkları her alışverişin hesabını sorsalar dimağları kurur. Hazır zenginken sallamıyor şimdilik.
Haaa bu arada geçen bölümde Ceren kendini bıçaklamıştı değil mi? Pardon onu unutmuşum. Evet, sosyopat Ceren yerini garantilemek amacıyla önce Cenk’e bebeğin ona ait olduğunu itiraf etti ve yılın en tehlikeli blöfünü yapmak adına alt karın bölgesine bir miktar bıçak saplayıp ortalığı yine elli altıya vermeyi başardı. Hep günün yıldızı olmaya çalışıyor ve oluyor da. Yine topladı tüm ilgiyi üzerine. Nedim’i sorarsanız, en rahatı o şu anda. Diğerlerinin derdi büyük.
Şu sıralar Nedim’in yerinde olup hiç kimseyi iplememek en güzeli. Şeniz Hemşire’ye gammazlanmış olmanın öfkesiyle Cenk’e sille atıyor güzelce. Ama nafile. Cemre’de bu açık yüreklilik olduğu sürece çok da korkmasına gerek yok aslında. Nasılsa her şeyi adım adım takip eder. Ama durduk yere dert çıktı başına. Artık daha çok düşünmesi, daha çok para harcaması ve daha az uyuması gerekecek. Huzuru kaçtı. Ama seyirciler olarak Şeniz’in huzurunun kaçması pek umurumuzda değil. Kaçarsa kaçsın, milletin huzurunu kaçırmasına saysın.
Cenk de gerçekleri annesinden nihayet öğrendi, annesine saydırdı; ama o bebeğe sahip çıkmayı da g*tü yemedi tabi. Yine sessiz şeytanı oynarken izleyeceğiz uzun bir süre daha. Cenk istiyor ki kendisine dokunan bir şey olmadan her şey kendiliğinden gelişsin ve son bulsun. Örneğin annesi ölsün, Ceren karnındaki bebekle ölüp gitsin, Nedim sapasağlam ayağa kalkıp kendisini affetsin Cemre yanında olsun… Ama o işler öyle olmuyor işte. Yok öyle kolay lokma. Aşması gereken bir yığın engel var. Bir yığın itiraf ve bir yığın bedel var.
Ceren yaptığı harakiri ile hastanelik oldu ama maşallah bir genel cerrah gibi bıçağı nereye saplayacağını ve bu yaptığı kanlı blöfle nasıl gebermeyeceğini iyi hesap etmiş olacak ki bebeğe ve kendisine bir zarar gelmemiş. Seher, Cemre ve Civan da bu bebek gerçeğini daha kolay sindirebilecek imkân bulabilmiş oldu. Tebrik ediyoruz Sehercim; sözde engelli istismarcısı kızın, anneanne yaptı koydu seni iki dakikada! Bu bebeğin Nedim’den olduğunu da yedirdiler sana bir iki Latince kelimeyle. Ağzına pelesenk olan “benim kızım” lafı da üç nokta ile öylece kalıverdi ağzında. Hadi bakalım.
Doğrucu Davut Cemre, Ceren gözlerini açar açmaz “bu p*ç kimden” diye soruverdi ansızın. Ceren bu fırsatı kaçırır mı hiç; çirkef karı öyle bir yaygara kopardı ki, sanki dünya âlem o*pu da bir tek kendi namuslu gibi… Biz bile inanacaktık mevzuyu izlemesek. Bir de Cemre’yi suçlu çıkardı herkesin gözü önünde iyi bir sıvama yaptı. Neriman da gelip bu manzaraya tüyü dikip son noktayı koydu. Şeniz ise Cenk’in meydan okumasına destek verdi. “Hadi sıkıyosa anlat her şeyi, bebeğine sahip çık. Ben de izleyim güzel güzel.” dedi. Cenk’in artistliği gerçekten sonuç verecek mi? Göreceğiz!
Zalim İstanbul 9. bölüm 1. kısım izle
[/box]