[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Ayaz yükseklik korkusunu yeniyor!
Firuze’nin annesi yine kızını sindirme peşinde. Duygu sömürüleriyle kızı okulun düzenlediği panele gitmekten alıkoyuyor. Ayaz ile birlikte katılmayı planladığı panel… Firuze’nin en kötü yanı, ikna etmek için ikinci bir adımı atmaya hiç tenezzül etmemesi. Biraz açıklama yap, sesin biraz değişsin; ama yok! Tamam anne, yaparım anne… Bu kafayla ezilirsin tabi. Ama sen burada ezik takılırken, atı alan Üsküdar’ı geçecek haberin yok. Dizilerin meşhur klasiğidir dizi karakterlerinin olur olmaz her ortamda karşılaşmaları. Zannedersin koskoca İstanbul’da 2, bilemedin 3 tane kafe var. Durum böyle olunca Berrak da takip edildiğini zannediyor tabi. Gönderdiği pahalı hediyeye de Ayaz’ın paragöz kardeşi iltifat dolu notlar yazıp o hediyeyi sahiplenmiş… Bu gelişen durumlar sebebiyle Berrak heyecan yapmakta haklı. Ayaz’da da ne yürek varmış ki Berrak’ın kurlarını görmezden gelip kalbinde başka birinin olduğunu söylüyor. Başka bir erkeğe böyle bir kur yapılsa (örneğin karısını çok sevdiğini söyleyen evli bir erkeğe) evli olduğunu gizlemek şöyle dursun, daha önce hiç kimseyi sevmediğini; hatta eline kadın eli bile değmediğini iddia edebilir. Bu yüzden helal olsun Ayaz’a. (!)
Şımarık Berrak aşk acısından kavrulunca, koskoca Demirkan Holding’in sahibi Ertan Demirkan, onca işini gücünü bırakıp, hatta toplantılarını bile dağıtıp kız kardeşinin gönül maceraları ile uğraşıyor. Böyle bir şey gerçekte olsa abiler ne yapar peki?
“Ya yürü git kızım, işim gücüm var senle mi uğraşacağım!” der, gerisin geri postalar. Ama Ertan için bu konu ciddi bir konu. Öyle ki Ayaz’a servetler teklif ediyor Berrak’ın aşkına karşılık vermesi için. Ama o muhteşem ideal erkek Ayaz, çok kral bir şekilde bu teklifi reddediyor. İşte bu reddediş, dizinin akışını belirliyor. Hırs yapan zengin bir aile ve onların oyuncağı olan fakirler!
Ayaz ve Firuze 35. kattaki ödevlerini yapmak için bir gökdelenin olduğu yere gittiler. (Ödev neydi tam dinleyemedim. Anlamaya çalışmak da zaman kaybı; çünkü muhtemelen anlamayacağım.) Aslında bu ödevi Firuze ile arkadaşı Selim yapacaktı. Ama Ayaz Selim’i aradan çekti. (Malum, kıskançlık…) Şimdi en çok korktuğu şeyi yapmak zorunda kalacak. (Yükseklere çıkmak…) Kötü kalpli babası ve yükseklikle ilgili travmatik bir anısı var. Ama bu korkusuna rağmen Firuze’ye öyle yumuşak davranıyor ki, insan kıyamıyor. Döküyor içini aşkına. Travmasından bahsediyor. Duygusal anlar yaşanıyor.
Sonuç: Artık Ayaz’ın yükseklik korkusu yok.
[/box]