Bu sorunun yanıtını vermeden önce Türk Medeni Kanununda bu durumun nasıl tanımlandığına bakarak başlayalım. 125.maddede diyor ki kişi ayırt etme gücüne sahip değilse bu durumda evlenemez. Bunun yanı sıra 133. Maddede ise akıl hastalarının evlenmesinde tıbbi açıdan herhangi bir engelinin bulunmadığı sağlık kurulu raporunda belgelenirse evlenebilirler. Eğer ki kişi evlendikten sonra akli dengesini kaybetmişse bu durumun geçmeyeceği doktor raporuyla belgelenmesi halinde kişi boşanma davası açabilir ve boşanabilir.
Yani yukarıda bahsettiğimiz gibi akli dengesi yerinde olmayan ile ayırt edememe özelliğine sahip olan kişileri birbirinden ayırt etmek gerekiyor. Kişi ayırt etme güçlü yaşıyorsa bu durumda evlilik hukuken batıl olarak görülür. Ancak akıl hastalığı başlı başına bir boşanma sebebidir. Türk Medeni Kanununa göre evlilikte boşanmalarda haklı gerekçe olarak akıl hastalığı dışında hiçbirşey boşanma sebebi değildir.
Akıl hastalığı evlilik sürerken meydana gelmiş ise akıl hastası olan eş eğer ki ayırt edebilmeden yoksun hale gelirse bu durumda Türk Medeni Kanununun 145. Maddesi gereğince evlilik mutlak butlanla batıl olacaktır.
Aşağıdaki konu başlıklarımızı da okumanızı tavsiye ediyoruz. Kafanızdaki zihinsel engelli ve engellilik ile ilgili soruların tüm yanıtlarını ayrı ayrı bulabileceksiniz.
Zihinsel Engelliler Öğretmenliği
Kronik Hastalığı Olanlar Nasıl Boşanır?
Bazı kişilerin kafalarındaki soru işareti AİDS, Kanser ve Frengi gibi hastalıklarda da boşanma söz konusu olabilir mi düşüncesi vardır. Bu sorunun yanıtı yukarıdaki açıklamalarda da açıkça belirtilmiş olduğu gibi boşanma sebebi yalnızca akli dengenin bozulması durumunda geçerli olabilecek bir durumdur. Bunun için yukarıda belirtilmiş olan hastalıklar ve bu hastalıkların benzerleri kesinlikle boşanmak için haklı bir neden değildir.