[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Seher’in büyük sırrı ortaya çıktı!
Hani dizi sezona girmişti ve ilk fragmanını izlemiştik ya… Hani heyecanlanmıştık ya acaba Cemre ve Nedim kaç yıl sonra dönecekler diye… Bırak kaç yıl sonra döneceklerini; daha Cemre ortalıktan toz olalı 24 saat bile geçememiş meğer. Eminim tüm seyirciler ağlamıştır kahrından. Dizinin ilk bölümünden beridir her şey o kadar hızlı ilerliyor ki, 1 yıla yayılabilecek onca şey birkaç saat içinde gerçekleşiveriyor. Bu tarzlarından hiç ödün vermemişler yine. Kaplumbağa hızında ilerliyor zaman. Ama olaylar zamanın ötesine geçiyor. Işık hızıyla ilerliyor maşallah!
Cemre neyine güvendi de çıktı o yola dedik; izledik ve gördük ki bir sıkımlık bir planı bile yokmuş. Mağdur mağdur gezdiriyor zavallı Nedim’i ortalıkta. Ceren’in dayakları ve Şeniz’in haplarıyla ölemedi; kuru bir Cemre aşkı için açlıktan ölecek zavallım. Kıyamam ona.
Cenk anasının peşinde, anası Cemre’nin peşinde, Cemre kaybettiği aklının peşinde öyle bir mağduriyet var dizide. Atmosfer beklediğimizden çok daha bayat… Zalim İstanbul seyircileri olarak oldukça aksiyonlu şeyler bekliyorduk; ama her şey sütliman. Sessiz sakin bir savaşın içindeyiz.
Zavallım Civan’ın da iyi ki Damla’sı var; yoksa şu hayatta hiçbir değeri yok. İki gram adam yerine koymuyorlar adamı. Sen çık Civan, sen karışma Civan, sana düşmez Civan… Çık git Civan, uğraşma bu salçalarla; elini ayağını kirletme boş yere. İstedikleri gibi takılsınlar. Sen İstanbul’un keyfini çıkar Damla ile boğaz manzaralı bir yerde. İkinizi de sallayan yok zaten. Dış kapının iki mandalısınız nasılsa. Ceren ve takımı da kutsal kitabımızı kendi kirli işlerine karıştırsın. Manası olmayan sahnelere imza atsınlar.
Biri de şu Neriman’a adam gibi çemkirip çenesini kapatmıyor. Benim böyle kaynanam olsa, çoktan kaynanasız kalmış olurdum. Hâlâ peşlerine kuyruk ediyorlar bu musibeti. Neymiş efendim, büyüklere saygıymış. Benim çoluğumun çocuğumun namusu, huzuru ve hayat anlayışı bir kadının fitneleri yüzünden iki paralık olacaksa, evladım beni annelikten reddedecek boyuta gelecekse, öyle saygı olmaz olsun! Kendi başını yesin, haysiyetsiz! Seher’in de bu merhametsizlerin karşısında sümüklü sümüklü ağlaması beni fazlasıyla irrite ediyor. İşin kötü yanı Seher’i hep böyle izleyeceğiz. Şöyle hükümet gibi bir kadın olaydı, kızları böyle eke eke konuşurken ağızlarının ortasına birer tane çarpaydı böyle mi olurdu?
Agah desen abisinin mezarının başında edebiyat yapıyor, Cemre desen elinde bir güvence olmadan engelli çocuğu kaçırıp götürmenin aslında çok geri zekalıca bir şey olduğunu anlamaya başlıyor, Seher desen kaynanasına sonuçsuz kalacak çemkirmelerde bulunuyor, açtırıyor sonunda kadının bayramlık ağzını… Böylece Cemre’nin başka babadan olan üvey torun olduğunu öğrenmiş oluyoruz. Ama kardeşler her halükarda kardeş. Her ne kadar öyle olmuyormuş gibi konuşsalar da…
Cemre en sonunda 5 parasız bir fakir olduğunun farkına vardı. Agah Bey’e ulaşıp iyi olduklarını bildirmek ve ondan bir şans istemek gerektiğini anladı. Tamam anladı da, Agah Cemre’yi dinleyebilecek bir durumda değil. Beyninde volkanik patlamalar mevcutken Cemre’nin teranelerini duyabileceğini hiç sanmıyorum. Nedim bile bu konuda daha iyi öngörü sahibi. Direkt “Hayır!” diyor ve en kısa yoldan kestirip atıyor mevzuyu. Amcasının beyin hücrelerinin Şeniz vebası taşıdığını biliyor çünkü. Cemre kıyamıyor aşkısına. “Tamam lan üzülme, daha önce de kaçtık yine kaçarız, kaçmak bizim uzmanlık alanımız.” diyor. Saçma bir heyecan duyuyorlar sonra. Bakalım kaç saatlik bir heyecan olacak bu. Zira cepte para yokken olumlu düşünce gücü pek uzun sürmez. O güç bile parayla çalışır.
Agah da abisinin mezarına gelmiş ağlayıp duruyor. Biri şu adama abisinin çoktan ölmüş olduğunu hatırlatsın. Adam şu an kendi derdinde, karınla zamanında yediği nanelerin hesabını Allah’a vermekle meşgul. Oğlunu kaçırmışlar mı, göçürmüşler mi, düşürmüşler mi, atmışlar mı emin ol hiç birisi umurunda değildir şimdi. Hiç birisinin farkında bile değildir. Zaten geçmişte dönen dolapları bilseydin adamı mezarından çıkarıp Cenk’in Nedim’i attığı gibi abinin cesedini köşkün penceresinden aşağıya atardın. Tabi mezarın içinde atabilecek bir şeyler bulabilirsen…
Zalim İstanbul 10. bölüm 2. kısım izle
[/box]