[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Ceren’in Neriman ile mücadelesi!
Ceren Nedim’i başından atma derdinde Neriman tutma derdinde. Neriman cadısı gitmiş Cemre ile Nedim’in posterlerini habercilere iletmiş kendi aklınca. Hey gidi heyy eski babaanneler böyle miydi? Eskiden babaanneler bir numarayı kaydederken bile torunundan yardım isterdi. Şimdiki babaanneler Whatsapp ihbar hattına malzeme yayıyor. Tecrübenin bilim ve teknoloji ile harmanlanması gerçekten korkutucu olmaya başladı.
Ceren de haklı neticede: Nikâh onda, yüzük onda, bebek onda… Kısacası servet onda… Nedim bir yerde ölüp kalsa da tüm servet kendisine geçecek, geri gelse de… Şöyle bir bakınca Ceren’in kaybedeceği pek bir şey yok gibi görünüyor. Ama ıskaladığı bir şey var. Şeniz’in elinde Ceren’i maddi manevi tüm tazminatlardan, servetlerden men edecek kozlar da var. Yani Neriman daha haklı… Eğer Nedim Ceren’in başında durmazsa Şeniz Ceren’in tek başına onca serveti götür etmesine asla müsaade etmez. Pandora’nın kutusunu açar, iki dakikada bozuk para gibi harcar kızı… Bu yüzden Ceren’in yapması gereken Nedim’in gelmesi için dua etmek; yapmaması gereken ise, kaşından gözünden başka bir avantajı olmayan zırto bir adamın peşine kuyruk olmamak… Bu kadar basit işte…
Şeniz kurnazı haberi Neriman’ın yaymış olduğunu şıp diye anladı. Acaba neden? Neriman’ın bundan dolayı şaşırmasını beklememek lazım, bunu mutlaka göze almıştır. Ne de olsa onun kaybedeceği bir şey yok. Sadece kazanacağı şeyler var bu işten. Ama bu kadar kaşınmaları o Pandora’nın kutusunun beklenilenden erken açılmasına sebep olacak bir gün. Açılırsa açılsın, benim için problem yok nasılsa. Siz düşünün.
Cemre 32 kilometre yürüdükten sonra nihayet kendisine göre bir iş bulur. (Bir “odacılık” yapmadığı kalmıştı o da oldu tam oldu.) Yalanla, dolanla, şaklabanlıkla girdi bir şekilde işe. İşe alan kadın da biraz saftirik biriydi zaten; al birini vur ötekine. Körler sağırlar birbirini ağırlar hesabı. Başladılar işe; belki güzelce devam da edebilirlerdi ama Neriman işi epey bulandırdı. Zaten pamuk ipliğine bağlı tüm planlar. Her an her yerden kopabilecek türde. Bu yüzden bu atılımları hiç ciddiye almıyorum. Bunu bir cesaret örneği olarak göremiyorum. Gereksiz bir direniş olarak görüyorum.
Neriman’ın ihbar atılımları gediğine oturdu. Amacına ulaştı. Onlar açısından her şey yolunda. Ama Şeniz açısından değil. Aslında garip olacak ama Cemre ve Nedim açısından da değil. Kim hangi tarafta duruyor belli değil. Düşmanımın düşmanı düşman da çıkabiliyor bu oyunda. Matematik dersinin “mantık” ünitesini katlettiler. Nasıl bir matematik sürüyorsa Şeniz, bu durumdan hem Şeniz hem de düşmanları kötü etkileniyor. Şeniz’in bir oturup düşünmesi gerekiyor bence. İşlemin bir basamağında hata yapıyor -ki muhtemelen ilk basamağında- bu işte kârlı ve zararlı çıkanlar pek tahmin edilemeyen türden oluyor. Olan da Damla’ya oluyor. Damla’yı maaşa bağlamaları lazım “sosyetik kara lekeleri aklamacı başı” olarak.
Agah avukat gelmeden gazetecilerle konuşmama emrini verdiği anda Seher kendisini, kızını ve Karaçay ailesini rezil etmek için dört nala koştu gazetecilerin yanına:
“Yıvrımmm gel yıvrıımm, namıssızlık etme, tüvbe et, enişteni rahat bırak! Cümle âlemin önünde kaltak o*pu damgası yedin yavrıııımmm!!! Gel etme eyleme, yedi sülaleye rezil rüsva olduk bebeeeem! Bozdurmuş da olsan kabulümsün, bak kız kardeşin de bozdurdu, yamadık birine, elbet seni de yamayacak bir Karaçay buluruz gelll!!!”
Bu ikna edici konuşmalar Cemre’yi epeyce etkilemiş olacak ki hüngür hüngür ağlayıveriyor:
“Canım anam beni nasıl da düşünüyor, beni nasıl da korumak istiyor elalemin dilinden. İşte ana budur!” diyor ağlarken. Seyirciler ağlıyor, senarist kendi yazdığı senaryoya ağlıyor. Nedim de ağlıyor “neden devamlı geri zekâlılarla sınanıyorum” diye kahırlanıyor. Seher’in beyni ağlıyor “bu kafatası benim için fazla büyük, kendimi yalnız hissediyorum” diyor. Herkesin derdi bir başka bölümün bu kısmında…
Cenk anasını avlamaya çalışıyor, anası Cemre’yi, Cemre eğitim sistemini, Nedim Şeniz’i derken iyice kafalar hallaç pamuğu kıvamına erişiyor. Cemre’nin de sinir sistemi altüst olmuş durumda. Etrafından kuş uçsa kedi gibi sıçrıyor yerinden. Otelde odacı olmak için söylediği ve kendinin bile inanmadığı yalanlar da tökezletmeye başlıyor kendisini ufaktan. Yediği nanelerin ne anlama geldiğini gerçekten anlamaya başlıyor nihayet…
Zalim İstanbul 10. bölüm 5. kısım izle
[/box]