Deutsche Welle gazetesinin haberine göre kaza sonrasında eğitimine ara vermek zorunda kalan Şahin, 2007 yılında Fırat Üniversitesi yönetimine başvurarak ders gördüğü fakülte binasının engellilerin de kullanabileceği şekilde düzenlenmesini istedi. Fakat üniversite, bina da yapılacak olan değişikliklerin kısa zaman içerisinde mümkün olamayacağını ve makine bölümü eğitimindeki pratik atölye çalışmaları nedeniyle Şahin’in bu derslere katılımının sorun teşkil edebileceği, fakat yine de devam etmek istiyorsa kendisine olanaklar ölçüsünde yardım edilebileceği yanıtı verdi.
Şahin bunun üzerine fakültede fiziki değişiklik yapılması için noter aracılığıyla Fırat Üniversitesi rektörü ve fakülte dekanına başvurdu. Bu başvuruda Anayasa’nın eğitim ve öğrenim hakkıyla ilgili 42’nci maddesi, 5378 sayılı Engelliler Hakkında Kanun ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin eğitim hakkıyla ilgili maddesini temel aldı. Eğitim hakkının ihlal edildiğini savundu. Rektörlük ise bütçe yokluğunu mazeret göstererek binada değişiklik yapılamayacağını belirtti. Şahin’e fakülte binasının üç katını çıkmak için bir “refakatçi” önerdi.
Konu mahkeme gündeminde
Şahin bu kararı “eğitim hakkının önündeki engellerin kaldırılması” talebiyle Elazığ İdari Mahkemesi’ne taşıdı. Fırat Üniversitesi mahkeme önünde kendisini Şahin’in geçirdiği kazada “sorumluluk sahibi olmadığı, konuyu mahkemeye taşıyarak kötü niyet gösterdiği ve refakatçi önerisine olumlu yanıt vermediği” tezleriyle savundu. Eğitimde fırsat eşitliği ilkesini ön plana çıkaran Şahin ise kendisine refakatçi önerilmesini “şahsi durumu hakkında bilgi sahibi olunmadığının göstergesi” olarak tanımladı.
AİHM sonuç olarak, Enver Şahin’e “eğitim hakkına bağlı olarak ayrımcılık yapıldığına” hükmetti. Ankara karar gereği Şahin’e 10 bin euro manevi tazminat ve 2 bin 952 euro mahkeme masrafı ödeyecek.