Aşk acısı nasıl geçer?
Yaşamayan bilmez denilen “aşk acısı” gerçekten çetin bir acıdır. Öyle ki aşkını kalbine gömüp, kimseyle bu aşk gerçeğini paylaşmadan ölenler “şehit” hükmünde bile sayılabiliyorlar. Bu yüzden basite almayalım. “Aman boş ver üzülme sana kız mı/erkek mi yok” şeklindeki boş teselli laflarını artık söylemeyi bırakın şu aşk acısı çekenlere. Öfkelendirmekten başka hiçbir işe yaramıyor çünkü.
Evet arkadaşlar; düştük bir aşkın pençesine ve bir yaprak gibi oradan oraya savruluyor şu deli gönlümüz. Ancak maalesef karşı taraf aynı durumda değil. Atıyor storilerini “Keyfim yerinde” başlıklarıyla, yakıyor ciğerinizi. “Ben bu kadar acı çekerken bu nasıl bu kadar mutlu olabiliyor?” diye düşünüyorsunuz kendinize gömülüp. Ama üzülmeyin. Eğer gerçekten güzel hatıralar yaşamışsanız ve ona sevginizi en güzel şekilde göstermişseniz kafasına er ya da geç “dankkk” edecektir. (Serçe parmaklarını sehpaya çarpasıcalar…) Her neyse, siz şimdi o kendini ve arkadaş listesini kandırmaya çalışan zavallı fareciği düşünmeyin. Hangimiz storilerimizde mutsuzuz ki zaten. Biraz gerçekçi olalım. Depresyon haplarımızdan arta kalan vakitlerde kendi kendimize bir şeyler uydurup atıyoruz işte storileri. Şimdi usulca onun saçma sayfasından çık ve bana odaklan sayın aşk mağduru:
1-Ağlayabildiğin kadar ağla
Gözyaşlarını şov haline getir demiyorum. İşini gücünü hallet, odana kapan ve ağlama terapisi uygula. (Anneni babanı endişelendirmeden yap bunu, yazık. Bir de aşk acılarınla kankalarını darlamaktan vazgeç. Bu aşk ve bu acı senin; tek başına üstesinden gelmeyi öğrenmelisin.) Her şeyi düşün ağlarken. Geçmişi ve şimdiyi düşün, mukayese yap ve yine ağla. Taa ki yorgunluktan uykun gelene kadar. Kuyruğu dik tutacağım diye acizliğini yaşamayı es geçme. Sen kendi doğana aykırı işler yaparsan, gün olur faylar kırılıverir, ruh halinde 9.9 şiddetinde deprem yaşarsın, benden söylemesi. Bu yüzden akıt içindeki stresi ve aşkı…
2-Mümkünse telefonunu kapat
Eğer iş hayatınla ilgili bir telefon akışı söz konusu değilse, kendine bir “dijital detoks” uygula. Seni merak edecek olanlara da haber ver ki telaş etmesinler. Hatta mümkünse yeni bir hat alıp elindeki hattı kır ve ondan gelebilecek aramaların ihtimalini tamamen yok et. Çünkü kapatsak bile “acaba aramış mıdır” diye aklımız hep telefonda kalacaktır. Acılar kalbinizde sürerken ilişkinizin tekrardan başlayacağı ve onun pişman olacağı konusunda umutlusunuz biliyorum, ama siz de şunu bilin ki “denenmişi denemek” size hiçbir fayda getirmeyecek. Zaman kaybından ve yeni bir acıdan başka hiçbir şey elde edemeyeceksiniz. Bu yüzden kendinize karşı biraz acımasız davranmanızda fayda var. Ablanızı dinleyin siz ve ne diyorsam onu yapın. (Tabi daha güçlü ve daha mutlu olmak istiyorsanız.)
3-Kendini şımart
Sevgiliniz sizi beğenmeyecek diye uzun zamandır yemediğiniz o çikolatayı alıp hemen yiyin. Hamburger, döner, aklınıza ne gelirse. (Abartmayın tabi, obez olursanız bu kez daha büyük depresyonlara girersiniz.) Onun “oraya gidemezsin!” diye yasak koyduğu makul yerlere gidin. Manzarasını sevdiğiniz bir yürüyüş yolunda bol bol yürüyün. Yürürken ilişkinizle alakalı mukayesenizi de sürdürün. Gerekirse kendi kendinize, uygun bir ses seviyesinde konuşun. Bu, mukayesenizi daha başarılı yapacak, göremediğiniz ayrıntıları görmenizi sağlayacaktır. Ayrıca kendi içsel dünyanızla buluşmanıza ve özünüzü bulmanıza yardımcı olacaktır.
4-Ziyaretler yap
Kafanızı biraz toparladıktan sonra yapın bunu. İlk acıyla yaparsanız millete de dünyayı dar edersiniz asık suratınızla. Sizi gördüğüne sevinecek bir yığın insan var hayatınızda. (Anneanne, babaanne, dede, hala, teyze, kuzen vs) Sevgilinizle flört etmekten bu garibanlar aklınıza bile gelmedi değil mi? Ben de öyle düşünmüştüm. Gidin ve onları mutlu edin. Mutlu ettikçe mutlu olursunuz. Çünkü kalbinizi yeni, temiz ve samimi sevgi enerjileriyle doldurmuş olursunuz. Silik eski sevgilinizin sebep olduğu gereksiz kalp ağrıları hafiften iyileşmeye başlayacak böylelikle.
5-Arkadaşlarınla irtibata geç
Dertlerinizi anlatmak için değil, eski mutlu günleri yâd etmek için. Derdini anlatan derman bulur ama derdini çok anlatan yeni dertler edinir. Elbet soracaktır arkadaşınız sevgilinizle olan son durumu. Ama siz üstün körü anlatacaksınız. “Olmadı, yapamadık, ayrıldık. Kısmet değilmiş.” diyeceksiniz ve o sizi kısaca teselli ettikten sonra tatlı sohbetlere devam edeceksiniz. Arkadaşınız sizi keyiflendirmek için bir şeyler yapmaya çalışacaktır. Bu girişimleri reddetmeyin. İlk başta iştahlı olmasanız da dakikalar geçtikçe keyif almaya başlayacaksınız. Eski sevgilinizle ilgili konunun uzaması hem sizi üzecek hem de arkadaşınızı bunaltacaktır. Yapmayın! Bu acı sizin, siz yaşayın! Tavsiyeye ihtiyacınız varsa internette aşk acısına dair pek çok derleme bulabilirsiniz.
6-Spora başla
Sporla enerjinizi öyle bir tüketin ki aşk acısına enerjiniz kalmasın. Ayrıca spor “mutluluk hormonu” da denen “seratonin” hormonunun salgılanmasını da sağlıyor. Bonus olarak da formda kalmanıza yardımcı oluyor. Fiziğiniz iyileştikçe moraliniz de iyileşir ve kaybettiğiniz özgüveni yeniden kazanmaya başlarsınız. Yani ruhsal durumunuz da güçlenmiş olur. Sahalara daha güçlü ve daha dinamik çıkmak, bu acılardan alabileceğiniz en büyük intikam olacaktır.