[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Seher Ceren’e suçüstü yapıyor!
Bölümün bu kısmında Ceren Seher’e rezil oluyor! Kanatsız melek olan kız, bir anda şeytana dönüşüyor. Seher ne yapabiliyor peki? İki canlı şımarık kızına ne yapabilecek ki? Anca biraz hırpalar, “benim kızım nasıl böyle yapar?” der sitem eder, tövbe ettirip kutsal kitabımıza el bastırır. Aynen de öyle yapıyor zaten. Seher dizinin başından beridir hangisine güç yetirebildi ki?
Ceren ne yaptı bu durumda? Yapabildiği en kolay şeyi yaptı. Kendi ettiği şerefsizliklerin faturasını Cemre’ye çıkarmak gibi şeyler.
“Ben bebeğimi öldürmeye çalıştım; ama sor neden öldürmeye çalıştım? Kızın bana böyle böle dedi de o yüzden…”
“Şimdi ben bu Nedim’in ağzını yüzünü kaydırdım; adama tecavüz ettim bebeğini doğurmak üzereyim. Ama “neden” diye bir sor bakalım… Cemre ayakkabımın tekini çaldı da o yüzden…”
Dizinin en başından beridir ne hakaretler yedi o midesine oturmadı; ama Cemre’nin iki lafı yetti. Yersen…
Seher Ceren’in dilinde “Cenk” ismini, Cemre’nin dilinde de “Nedim” ismini duymaktan bıktı da usandı artık. Kızlarını dizginlemenin tek yolu çekip ikisini de vurmak, ama etik olmuyor. Ya da hapsedecek; onu da denedi gerçi ama tutmadı. Seher ne yapabilir ki daha? En azından bu bölümde Ceren’in azıcık saçını çekti, azıcık itekledi ve Neriman’ın da kapıyı suratına kapattı. Yetmedi ama içimizi azıcık soğuttu sanırım. Ah bir temiz dövseydi ya şöyle en şiddetlisinden, beş parmak iz çıkaranından… Ahhh ah!
Agah’ın da bir anda torun sevgisi tutuverdi. Oysa o da ne çok istedi Ceren’i falakaya yatırmayı. Ama Nedim’in bebeği olunca işin içinde, bu insan zararlısı Ceren haddini aşma konusunda fazla cesur davranıyor. El birliğiyle şımarttılar, şimdi de cezasını çekiyorlar. Ceren de Agah babasını görür görmez salıyor kendisini baygınlık geçiriyor. K*çı sıkışan kendisine kestirme yol buluyor elindeki kozla.
Agah önce hesap soruyor bütün bu olanlardan ötürü, hem de tehdit ediyor. O böğrünü yırtarcasına, işemiğini kaçırtırcasına şiddetli bağırışlarını bu kez sergileyemiyor Seher Hanım. Agah bu sıra dışı durumu “suçluluk” olarak değerlendirmiş olacak -ki haklı-; hemen yeğenini vurgu yaparak “Aman ha! Yakarım topunuzu!” diyerek tehdit etme gereksinimi duyuyor.
Cemre de kız başına İstanbul sokaklarında, parklarda, kaldırımlarda avare avare gezerken bir anda insana dönüşüveriyor ve acıkıyor simitleri görünce. Onu da mıy mıy yiyor zaten. Nedim ile yedikleri simitler aklına geliyor, gülümsüyor. “İşte aşk budur!” dedirtiyor insana. Bizim buradaki kızlar da 100 bin tl bütçeyle hazırlanmış evlilik teklifi almazlarsa gecekondularında muşmula suratlarıyla sevgililerine trip atıyorlar “Sadece lüks bir restoran ve tektaş ile mi teklif edilir? Çok banalsin.” diyerek.
Cemre’nin kendi canı ve namusu konusunda hiç korkusu yok. İstanbul sokaklarında öylece dolaşılır mı? Ayhh yine özgürlükçü cahil takımının seslerini duyar gibi oldum. Erkekler çıkabiliyorsa neden kızlar çıkamıyor diye. Sen çık bacım, sana serbest. Ama kusura bakma, senin özgürlük anlayışınla sokaktaki bazı sapıkların özgürlük anlayışı aynı işlemiyor. Onlar tecavüz etme, fuhuşa bulaştırma ya da organ satma konusunda özgür olduklarını düşünüyorlar. İsterseniz sidik yarıştırın sokaktakilerle, belki kazanan siz olursunuz. (!)
Ceren’i haşlama yapma sırası şimdi de Şeniz’de! Tabi ki Şeniz “Neden Nedim’e kötü davrandın?” diye hesap sormayacak. Onun da derdi kimin neyi öğrendiği. Herkesin derdi ayrı bu dizide. Ama aşüfte şimdilik yırttı. Buna rağmen durum kritik noktaya ulaştı. Kumandası bozuk Ceren ile yola çıktığından beridir artık daha fazla para harcamak ve daha az uyumak zorunda. Yıllardır FBI ajanlığı yapıyor; kendisini böyle geriye çeken bir örnekle daha tanışabilmiş değil kadın. Şeniz’in verdiği en aptalca karar Ceren ile işbirliği yapmak oldu. Aptalca diyorum; çünkü bu kızın kumandasının bozuk olduğu taa en başından belliydi. Bile bile yenildi.
Şeniz Seher’in yapabileceklerinden korkuyor ama Ceren işin ciddiyetinde değil. “O bana kıymaz.” modunda. Ceren’e güvenip yola çıkmış bir insanın öngörüsüne güvenebilmek zor; ama naçizane tecrübelerine dayanarak Ceren’in bu fikrine pek inanmıyor Şeniz. Seher kendisine benzemez çünkü. Bir çırpıda evlatlarını feda edebilir. Ceren de belki Şeniz’in kalbi yumuşar diye “sen de annesin” konulu edebiyat parçalıyor. Sarılıyor falan… Bana komik geliyor bu sahne. Hiç yakışmıyor çünkü bu tipe ve bu karaktere anne şefkati gösterisi. Nitekim düşündüğüm kadar da var. Bir çırpıda yere çalıyor kızı. Ceren “korkma” dediği için oluyor bu edebiyat düşmanlığı. Şeniz böbürleniyor hemen. “Siz korkmalısınız, ben değil. Köşkten gece konduya düşmeniz an meselesi.” diyor. Ceren hiçbir zaman kabuğunu beğenmedi; ama gecekonduda ya da mahallede yaşamak onun için yabancı bir durum değil. Sen kendi derdine yan Şeniz. Yıllarca köşkte yaşayıp düzenli manikür yaptırdıktan sonra tarlada çalışmaktan ellerinin nasır tutması ve manikürlü tırnaklarının tırtıklı duvar gibi olması gerçeğini sen nasıl kaldıracaksın? En az Ceren kadar tehlikedesin. Ama Ceren maalesef işin bu kısmından vurmuyor Şeniz’i. Pek bir işe yaramasa da kendisini ezdirmiyor da.
Şeniz Ceren’i turşu yapıp kavanozlarını tam kapatmışken yeni bir ayak bağı daha fark ediyor. Seher sadece Ceren’in Nedim’i hırpaladığın görmüş değil; Cenk hakkında da birkaç bukle bir şeyler duymuş olacak ki, bangır bangır Cenk’in ismini geçiriyor Neriman ile tartışmasında. Şeniz bir kez daha anlıyor Ceren’in ipiyle kuyuya inmenin ne kadar aptalca bir hareket olduğunu. Tek yapabildiği ise Neriman’ı bir kez daha klişe tehditleriyle darlamak oluyor. Başka ne yapabilecek ki? Ne yapsa ucu kendisine dokunacak çünkü. Ceren bu. Her an herkesi üç kuruşa satabilir.
Klişe de olsa tehdit tehdittir. Neriman işini sağlama almayı sever. O yüzden bir avukat ile gizliden gizliye görüşmelerini sürdürmüş. Öyle bir anlatışı da var ki, zannedersin bu adam en az 15 senelik tecrübeli ve son derece başarılı olan ünlü bir avukat. Meğerse kankası Rukiye’nin Avukat çıkan çömez oğluymuş. Gerçi çömez deyip geçmeyin. Daha idealist olurlar. Ama kıvrak düşünme ve kitabına uydurma yetenekleri henüz gelişmiş değildir. Kanımca… Avukattaki bu çömezlik, Ceren’deki bu ultra sabırsızlık ile birleşince pek de başarılı söğüşlemeler beklenemiyor tabi normal olarak…
Zalim İstanbul 13. bölüm 1. kısım izle
[/box]