[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Agah ve Cenk’in yıldızları barışıyor!
Şeniz’in kontrolü eşliğinde tabi ki. Ama kadın haklı; işlerin bu seviyeye gelmesinde çok emeği var. Birazcık hakkı olsun her şeye burnunu sokmaya. Agah ile Cenk arasında son derece güzel bir diyalog geçiyor. Doğrusu duygulanıyorum. Senaristimiz bizim kalbimize dokunmanın yollarını biliyor. Ama Şeniz bu şefkat ortamının rehavetine kapılmaya hiç niyetli değil. Cenk’i adam etme yolundaki ilk adımı atıyor bir anne olarak. Agah da buna onay veriyor.
Civan da Damla’ya taksici tesellisi vermeye çalışıyor kendince ama Damla’nın kendisini teselli etme şekli… Biraz farklı. Abuk sabuk isimler konmuş saç, makyaj ve manikür şeysileri yaptırarak teselli buluyor. Zaten öyle mekânlara o kadar para dökmek şuurluca yapılabilecek bir şey değil. Belli ki zengin ruh hastalarından faydalanmak isteyen zümrelerce icat edilmiş bu hortum merkezleri. Kızım vallahi evde kalacaksın bu gidişle; Civan senin kuaför masraflarını karşılamak için böbreğini bile satsa yetmez. En iyisi sen ülkedeki en kral psikologa git. Emin ol güzellik merkezlerinden daha insaflıca para kazanıyorlardır. Hem de kalıcı çözüm sunar. Sosyetik güzellik merkezleri gibi sadece bir gün kullanabileceğin saça makyaja 20 seanslık para almazlar. Diyeceğim ama sen Karaçay’ların kızısın. Mantıklı davranmak zorunda değilsin.
Dışı seni içi beni yakan Karaçay ailesi nihayet yine bir araya geliverdi. Şeniz tüm kılçıkları temizlemek için gümbüüürr gümbür köşke dönmüş vaziyette. Kadın kötü falan ama olaylara soğuk kanlı yaklaşımı ve iş bitirici halleri kendine hayran bırakan cinsten. İşin içinde Nedim olmasa çok da sorunum yok kendisiyle. Çünkü geriye kalan hepsi ruh hastası… Birbirlerini yediklerini görmek eğlenceli oluyor. Şu var ki Seher ve ailesinin tarafını izlerken geriliyorum. Çünkü çok paçoz davranıyorlar. Seslerini kontrol edemiyorlar ve seviyesiz konuşuyorlar. Sözün gelimi salyalarını akıtıyorlar konuşurken. Ağızlarına geldiği gibi… Kendi mahallelerinde yaşıyorlarmış gibi… Şeniz ise onların en paçoz anlarında bile asaletli duruşunu koruyor. Ceren ile Şeniz’in sahnelerine dikkat ettiyseniz Şeniz’in Ceren’in rezil davranışları karşısında öz kontrolünü nasıl sağladığını; onun seviyesine nasıl inmediğini görürsünüz. İnsanın düşmanı olacaksa Şeniz gibi olmalı. Seher’in ailesi düşman olursa seviye epey bir düşer çünkü. Eee çoğumuz kolay kolay bir Şeniz olamayız. Şahsen Ceren benim karşımda konuşsa sinirden elim ayağım titreyebilir. Ya tekme tokat girerim, ya da tansiyon yüksekliğinden düşüp bayılırım.
İç İşleri Bakanı Şeniz Karaçay, köşkün içinde derinlemesine bir düzenleme yaptırdı. Önce kamerayı sökmekle başladık sürece, hemen sonrasında Hemşire’ye daha pasif bir rol biçtik. Nedim’in tedavi sürecinin odak noktasına konduk yeniden. Veeee…. Sıra Ceren ile ilgilenmeye geldi. Her şeyi adım adım ilerletiyor Şeniz. Ben şahsen Şeniz’in o çocuğu yok edeceğini falan düşünüyordum izlerken. Ama gerçekten babalık testi yaptıracak. Neriman Ceren’i uyarıp duruyor “o kadına güven olmaz” diyerekten ama Ceren de haklı. Agah hiç yüz vermiyor ki onlara, Şeniz daha insaflı görünüyor. (Görünüyor dedim, insaflı demedim altını çizerim.) Şeniz’in taktiği sağ gösterip sol vurmak. Önce ceylanı ürkütmeden takip ediyor, sonra da ilk fırsatta boğazına çöküyor. Kedinin fareyle oynadığı gibi oynuyor anlayacağınız. Agah en azından daha açık yürekli. Ama Ceren’inki gibi utanç verici bir durumu açık yürekli birine anlatabilmek zaten imkânsız bir şey… Rezalet çıkar çünkü. Her şey birbirine girer. Ama Şeniz işlerini karda iz bırakmadan yürütür. Ceren’in aslında Şeniz’den başka güvenebileceği kimse yok gerçekten. Çünkü gizlilik politikasına uyabilecek tek kişi Şeniz.
Zalim İstanbul 6. bölüm 4. kısım izle
[/box]