[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim, Ceren, cinsellik ve bebek: Yok artık!
Birbiriyle alakasız anahtar kelimeleri aynı cümlede görmek hepimizi şaşırtıyor olabilir; ama maalesef bize izletmeye çalıştıkları tam olarak bu! Cemre olanlara inanmamakta kararlı… Çünkü kendi kardeşinin ne kadar aşüfte olabileceğini tahmin edebiliyor. Ceren’in Nedim’e yamandığı ya da yamandırdıkları ortada… Doktorlar ise “Nedim’in durumu cinselliğini etkilemez” deyip duruyor. Adamın sperm hücreleri normal diye bu adam elini ayağını denk getiremezken nasıl asıl mevzuyu denk getirip çocuğu koyabilmiş oraya onu soran yok. Normal adamlar bile böyle kolayca denk getiremiyor bu işi…
Cemre Cenk’i suçladığı için suçlu hissetti kendisini. Cenk orayı basınca itiraf etti bu suçluluğunu:
“Kusura bakma seni de suçladım. Böylesine bir şerefsizliği, p*çliği, namussuzluğu, midesizliği yapabileceğini düşündüğüm için beni affet. Böyle bir şeyi ancak midesi futbol sahası genişliğine ulaşmış bir hayvan oğlu hayvan yapabilir. Şahsen o adam benim elime geçse balgamlı tükürürüm suratına. Leş muamelesi yaparım. Hayır yani o şerefsiz bir gün karşıma falan çıkar bana aşık falan olduğunu söyler bir de utanmadan. İki kız kardeşin de tadına bakmak isteyebilir. Bu yüzden o it oğlu itin kim olduğunu öğrenmek boynumun borcu!”
Demedi tabi öyle. Ama dediği kısımlar bile Cenk’i korkutmaya ve utandırmaya yetti. Cenk o an bütün bu af dilemeleri hak etmek isterdi. Ama haksızdı. Sadece bir şey söyleyemeden basıp gitmeye gücü yetebiliyordu.
Ceren nihayet taburcu oldu. Magazinden kaçmak için personel kapısından kaçtı hepsi ve arabaya bindi. Neriman ise arabanın içinde ucuz mahalle ağzıyla konuşup ortamı iyiden iyiye darladı. Yol biraz daha uzun sürseydi Agah arabanın penceresini açıp “adam kesiyorlar” diye bağırıp magazincilerden yardım isteyecekti. Sabır etmek için okumadığı ayet kalmadı adamın. Hatim indirdi, imana geldi yarım saatin içinde. Seher de Ceren’in yaptığı tüm şerefsizce hareketlerden sonra bile kızı kanatları altına almış, ortada hiçbir sebep yokken “Hah acıdı mı canın, iyi misin guzummm gurrrban olam!” diye annecilik oynuyor, ilgi yalakalığı yapıyor.
Çaktırmadan Şeniz’e “Anne sen değilsin, ben’im” mesajı vermeye çalışıyor aklınca. Şeniz’in k*çının kenarına bile çarpmıyor tabi bu kokuşmuş mesajlar. Ceren de gözünü deviriyor haliyle “He anne he acıyor bi sus, beynimi yedin!” diyor tersliyor. Ama gurur yoksunu Seher bunu da yutar. Sonuçta işin sonunda hesap defteri ve paracıklar var. Ahkâmlar falan kesmesine bakmayın siz. Onur-gurur falan hikâye Seher için.
Ceren eve ayak basar basmaz Cemre’ye b*k atma girişimlerinde bulundu. Neymiş efendim Cemre’nin hakaretlerine katlanamamış da o yüzden bıçaklamış kendisini. Yahu sende o denli haysiyet olsa milletin altına yatıp kendini el âlemin gözü önünde rezil duruma düşürmeyi göze alabilir misin? Bu aşamaya kadar geldin rencide olmadın da Cemre’nin laflarıyla mı rencide oldun? Kim yer bunu?
Neyse ki şimdilik Agah yemedi bu numaraları. Ama yiyecek elbet. Dizi sonuçta. Elbet bir noktada kabızlık çekeceğiz seyirciler olarak. Seher’in anneciliğini de Ceren yemedi. Kedi kumundaki dışkıyı alıp atar gibi attı Seher’i bir kenara “Hadi NAŞ!” dedi gönderdi kadını. Her defasına “Hah şimdi ağır gelecek, gururuna yediremeyecek ve gidecek!” diyerek heyecanlanıyoruz; ama boşa. Gitmeyecek ve gitmediği bir halta da yaramayacak.
Şeniz de Cemre’yi sepetleme konusunda Agah’ı ikna edemedi, onca şirinliğine rağmen. Agah Cemre diyor başka da bir şey demiyor. Şeniz anladı ki bu yoldan bu iş olmayacak. Bu güveni kırmaktan başka çare yok. Bakalım Şeniz bir sonraki adımda Cemre’ye neler edecek?
Ceren odasında çift kişilik yatağı görünce divaneye dönüyor. Nedim’in kendisine tecavüz edeceğinden falan korkuyor çünkü. Ceren hikâyeyi anlata anlata kendisi de inanmaya başladı sanırım. Gerçi bu hikâyede tecavüzcü coşkun Ceren oluyordu; ama neyse… Hangi yanları mantıklı ki bu da mantıklı olsun? Ama neyse ki bölümün bu kısmında rüzgâr Ceren ve Şeniz’den yana esiyor. Cemre’nin kimyager kankisi tahlil sonucunu Ceren’e ve Şeniz’e ötme gafletinde bulunmuş oldu.
Güven kırma konusunda güzel bir yem bulmuş oldular böylelikle. Şeniz yine kesenin ağzını açacak gibi duruyor. Ülke ekonomisindeki canlılığın yaklaşık %30’unu Şeniz tek başına üstlenmiş durumda. Devlet böyle kirli sırları olan 10 zengin Şeniz daha edinse, ülke olarak dünya ekonomisinde ilk sıraya yerleşirdik eminim. Belki de bu yüzden dizi ya da filmlerle ahlak bozma operasyonları yapılıyordur; kim bilir? (Saçma bir komplo teorisi sadece, hemen atarlanmayın!)
Seher Cemre’ye boyun eğdirme peşinde. “Özür dile tövbe et!” sloganıyla geziyor köşkte bir sağa bir sola. Cemre’nin kafası ise Alice harikalar diyarında geziyor, zombi gibi konuşuyor milletle. Biri diğerinden daha akıllı değil ki savunma yapayım. Hepsi ayrı bir bela… Bitmedi dertleri. Ame Seher’in dediği tek bir lafa çok hak verdim:
“Senin dilin hep asiydi; hâlâ asi. Eğer o diline sahip olmazsan hem çok can yakarsın, hem de senin çok canın yanar!”
Evet, yaşadığımız bu sorunların %50’lik kısmı tamamen Cemre’ye ait. (Bence yani!) %30’u Ceren’e, %20’si ise Cenk’e. Çünkü Cemre çenesine hâkim olamıyor, Ceren uçkuruna ve hırsına hâkim olamıyor, Cenk de suçluluk duygusuna ve yüzleşme korkusuna hâkim olamıyor. Ailede kim ne kadar suçlu olursa olsun Cemre’nin kendisinin müdahale edebileceği kısmı aşıp haddi olmayan işlere karışması bence en büyük suç. Aklını değil çenesini kullanıyor. Aklını kullanırken ise doğru kullanmıyor. Millete ayar verme merakı aklını verimli bir şekilde kullanmasına engel oluyor.
Hâlâ daha çirkeflerle ve sinsilerle nasıl savaşacağını öğrenebilmiş değil. Herhangi birisini tuzağa düşürecekken “sizi tuzağa düşüreceğim” mesajı vermek de nedir arkadaş? Sezdirmeden yapacaksın bu işi ki seni engellemeye kalkmasınlar. Sağ gösterip sol vurmayı öğrenmedikçe bu işten kârlı çıkmak imkânsız. Hatta plan öyle bir yapılmalı ki bütün bu suçlar sanki kendiliğinden ortaya çıkmış gibi olmalı. Ama öyle olur mu, Cemre “Ben size demiştim, beni dinlemediniz!” demenin keyfine varma, yılın kahramanı olma fırsatını kaçırmak ister mi hiç? Bu yüzden iddialarını bayrak gibi sallıyor her fırsatta.
Neriman’ın Nedim’e acıması ise bize sürpriz oldu. Baya bildiğin Nedim için üzüldü, ahlayıp vahladı. Azıcık da olsa vicdan kırıntısı varmış dedirtti. “Demek bu garibi Şeniz ilaçlarla bu hale getirdi vahhh! Bu kadın şeytana bile pabucunu ters giydirir!”
O kadar da mütevazi olma be Neriman, şeytanlık konusunda sen de az değilsin hani, yarışırsınız bence… Ama yüzsüzlük konusunda emin ol kimse seni geçemez!
Zalim İstanbul 9. bölüm 3. kısım izle
[/box]