[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Zalim İstanbul tanıtım
Senarist Sırma Yanık’ın kaleminden dökülen “Zalim İstanbul” henüz dumanı üstünde bir dizi ve kesinlikle çok sevildi. Skandallardan hoşlanan milletimiz için başarılı bir senaryo hazırlandığını söyleyebiliriz. Özellikle dizinin başlangıcının halka hitap etmesinin bu etkiyi yarattığını düşünüyorum. Zaten ilk bölüm gerçekten sürüklediğinde sonrakilerin izlenmesi kaçınılmaz olur. Eğer dizi köşkte başlamış olsaydı eminim reytingler dibe çöker ve dizi başlamadan biterdi. Halk kendisine benzeyeni izlemeyi daha çok seviyor bu bir gerçek.
Dizinin başlangıcındaki bir söz dizisi, aslında dizinin tamamının özeti niteliğinde:
“Kimse sınanmadığı günahın masumu değildir.”
Buradan da anlıyoruz ki pek çok günah işlenecek ve bunu hep en beklemediğimiz kişiler yapacak. Beklediğimiz kişiler zaten yapacak. Yaprak dökümü dizisi misali pek çok hayal kırıklığı yaşanacak ve herkes kirlenecek. Herkes derken seyircileri de kastettim elbette. Ama seyirciler buna kızmamalı. Sonuçta onlar talep ediyor, senaristler de taleplere göre yazıyor.
İzlediğimiz sadece senaryo sanırız, ama aslında yapımcılığı ve yönetmenliği de izleriz. Düşünsenize, aynı senaryoyu Flash TV’nin “Gerçek Kesit” kadrosunun canlandırdığını… Gerçi onlar da hep izleniyor ama gör ki nasıl izleniyor. Düşünsenize; adamın ölen babasının ruhu evin içinde (başına beyaz çarşaf geçirmiş) geziyor, biz ise gerileceğimize katıla katıla gülüyoruz. Elbette böyle olmamalı. Neyse ki Zalim İstanbul dizisinde malzemeden çalınmamış.
Bu dizinin yapımını Avşar Film ve yapımcılığını ise Şükrü Avşar üstlenmiş. Yönetmen olarak da Cevdet Mercan sahneye çıkmış. Bir de Görüntü Yönetmenliği var ki, o da en az diğerleri kadar önemli. Onu da Volkan Aslan ele almış ve hep birlikte çok başarılı bir işe imza atmışlar. Onlar bizim gizli kahramanlarımız.
Şimdi gelelim seyirciler olarak bizim kadrajımıza giren aşikâr kahramanlarımıza:
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Agah KARAÇAY (Oyuncu: Fikret KUŞKAN)
Aslen Hatay’lı olan Agah Karaçay, Allah’ın şanslı kullarından. (Belki de şanssız.) Allah “yürü ya kulum!” demiş almış başını gitmiş, bir de güzel zengin olmuş. İstanbul’larda köşklerde yaşamaya başlamış ve geldiği yeri hiç unutmamış. Böyle kral bir adam… Arada küstahlıklar yapsa da kesinlikle kötü niyetinden değil. Elbet bir densizlik görmüştür. Küstaha karşı küstahtır. Kime nasıl davranacağını iyi bilir.
Güzel de laf sokar. Adam konuşurken “nasıl da koydu lafı, helaaaall!” deyiveresiniz gelir. Evlatlarından yana şanssızdır. Ya da belki bu şanssızlığın eseri kendisidir. Kendisine abisi tarafından emanet edilen yeğenine çok düşkündür ve evlatlarına karşı ise çok soğuk olabilir. Bu yüzden evlatları bir acayip yetişmiştir. Karısı desen skandallar kraliçesi… Adam ne yapsın?
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Seher YILMAZ (Oyuncu: Deniz UĞUR)
Dişi Ali Rıza da diyebiliriz Seher’e. Kestiği ahkâmlarla tanınır. Son derece onurlu, haysiyetli ve hatta gururlu bir kadındır. Fakirliğe çok önem verir. Zenginlere ve hatta zenginliğe kıldır. En sevdiği yemek ekmek arası soğan ile yanında buz gibi bir ayrandır. (Öyle demeyin aslında muhteşem oluyor ikisi.) Çok güzel künefe yapar. Lafı gediğine koyma konusunda 1 numaradır. Genç yaşta dul kalmış ve çocuklarına hem ana hem de baba olmak zorunda kalmıştır.
Çocuklarını adam gibi yetiştirdiğini sanır ama başında o paragöz kaynana varken nereye yetiştiriyon sen çocuğu? Kızlarından biri fingirdek, öbürü barlarda türkücülük yapar (türkücüler alınmasın!), oğlu desen her an başını belaya sokma potansiyelinde olan “mevzu varsa geliriz abi” diyen gözü kara bir tip… Seher nasıl baş etsin bu belalarla. Anca ahkâm kessin sonra kestiği ahkâmları aynı hizadan yerine geri dikmek zorunda kalsın bu hayırsız evlatlar yüzünden.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Şeniz KARAÇAY (Oyuncu: Mine TUGAY)
Yegâne kibirli ve kötü karakter… Agah Karaçay’ın karısıdır kendisi. Sekreterlikten hanımlığa yükselen bu kadın; keskin zekalı, atacağı adımı iyi bilen, ani durumlarda soğuk kanlı davranabilen tehlikeli bir kadındır. Ama şefkatli bir yanı da vardır elbet. Sonuçta o da bir anne. Ama hiç anne gibi değil. Çok genç görünüyor. Oğlu ile yan yana görsen sevgilisi sanırsın. E alışmışız şalvarı belinde, yağlığı başında has Anadolu analarına; böyle abiye giyimli plates yapan anneler görünce yadırgıyoruz haliyle.
Sırlarla dolu bir kadın Şeniz. Aslında bir iki sırrı var ama o sırları saklayacağım diye yaptığı entrikalarla yarattığı yeni sırlar, önceki sırları döver nitelikte. Bir milyonu aştı. Artık siz hesap edin bu kadının beyin kıvrımlarının ne kadar gelişmiş olabileceğini. Zeki olmaktan başka yolu yok çünkü. Zekasını kaybettiği gün, onun bittiği gün olur.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cenk KARAÇAY (Oyuncu: Ozan DOLUNAY)
Tipik zengin çocuğu triplerini dolu dolu yaşayan, elindeki imkânları daha fazla kadınla düşüp kalkmak için harcayan âlemin playboyu Cenk! İyi ki de bu “Playboy” lafı var. Yoksa bu kısmı argosuz anlatabilmek çok zor olurdu. Böyle kibar, sosyetik laflara ihtiyaç duyarız biz yazarlar olarak. Cenk böyle acayip kirli bir insan olsa da onu buna iten bir sebep de var elbette. (İçindeki minik masum çocuğa dönüş yapıyoruz şimdi… Hay Allah o bile masum değilmiş!) Masum denilebilecek bir yaşta Cenk hayatının hatasını yapar ve bunu geri alamaz. (Korkmayın canım, sadece kuzenini çatıdan aşağıya atıp sakatladı o kadar…) İşte bu vicdan azabı onu bir playboy haline getirir.
Örneğin Behlül’ü ele alalım… Diyeceğim ama Behlül’ün geçmişinde çatıdan çocuk düşürmüşlüğü yok. Ama kadın düşürmüşlüğü çoktur o ayrı bir konu. Eminim çok bebek de düşürtmüştür bu performansla, ama kesinlikle kuzenini camdan ya da çatıdan düşürmemiştir. (Nihal aklıma gelince düşürmüş olabileceğini düşündüm bir an.)
Yani kısacası dizilerdeki her günahın hazırda bekleyen bir kılıfı var arkadaş.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Damla KARAÇAY (Oyuncu: Simay BARLAS)
Damla diye okunur, “FENOMEN” diye yazılır. Bazıları “basenimin fenomeni” diyordur eminim. Ama çok da elit takılmayın. Bu diziyi izliyorsanız zaten o kadar da elit değilsinizdir. Elitler şimdi herhangi bir kahve dünyasında bir köşeye çekilmiş, ahşap masasının üzerinde kahvesini yudumlarken Dostoyevski’sini okuyordur ve Zalim İstanbul diye bir dizinin çekildiğinden bile haberi yoktur. Belki odasından çıkıp anne ve babasını ziyaret etmek için salona gittiğinde açık olan TV’de Damla ile karşılaşmış olabilir; ama o kadardır yani. O yüzden hiç artistlik yapmayın bence.
Damla zamanın sıradan gençlerinden birisidir. Ex sevgilisinin deyimiyle histerik ve megalomandır. Karaçay’ların biricik kızıdır. Aşırı imkân ve bol zamandan dolayı tozutmuş olabilir; ama sonuçta her genç kızın hayalini yaşar. Şimdilerde fenomen olmak her kızın ve her erkeğin hayali haline gelmiş bir şey. Damla o kadar imkâna sahipken neden yapmasın ki? Bizim fenomen olmaya vaktimiz mi oluyor? Tam olacağız telefon çalıyor başımıza birisi iş çıkarıyor, tam olacağız yemek vakti geliyor haydi kızım kalk yemek yap. Gezemiyorum ki gezdiğim yerleri çekeyim; alışverişe anca pazara çıkabilsem “Ya Rabbim Şükür!” der elimi yüzüme sürerim. Pazarcı Ahmet’i mi çekip atayım size kardeşim!
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Cemre YILMAZ (Oyuncu: Sera KUTLUBEY)
Seher’in en büyük kızıdır. Türkü barların kraliçesidir, göz bebeğidir. Boş zamanlarında da hobi olarak Hemşirelik yapar. En büyük hayali Selda Bağcan’ın tahtına oturmak, uluslar arası hayranlık kazanmaktır. Ancak maalesef şimdilik Karaçay’ların köşkünde Hizmetçilik ile Hemşirelik arası bir şey olma şerefine erişebilmiştir. Öyle bile olsa daha bölümler bitmiş değil. Bakarsın Milano’larda Türkü falan söylerken görürüz ileriki bölümlerde Cemre’yi.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Ceren YILMAZ (Oyuncu: Bahar Şahin)
Seher’in zıppppır kızıdır. Gözü kaşı g*ü başı oynayan bir tiplemedir. Son derece sabırsızdır. Her şey bir günün içinde olsun bitsin ister. Bu sabırsızlığı yüzünden başına çok bela alır. Evi barkı bile yakmıştır hayırsız. Ceren’in eğer bir hedefi varsa, hiç kimse güvende değildir. Güvende olmak isteyen onu serbest bırakmalıdır. “Otur oturduğun yerde!” dersen başına çok bela açar. Evini barkını başına yıkar yine yolundan dönmez. Ona göre yani.
En büyük hayali zengin bir kocaya varmak ve bol bol alışveriş yapabilmektir. Kariyer hedefi yoktur. Zengin olsun yeter ona. Zaten kariyer yapmak isteseydi, onu da zengin olmak için yapardı. Ama helal para kazanmak için sabrı yeter miydi orası bilinmez. Sonuçta onun felsefesi “kısa yoldan olsun ablacım” felsefesiydi. Neyse ki karşısına Karaçaylar çıktı da köprü altından toplamadık kızı.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Civan YILMAZ (Oyuncu: İdris Nebi TAŞKAN)
Seher’in oğludur. Civan diye yazılır “Mevzu mu var ağabey!” diye okunur. Annelerin en korktuğu evlat tipidir. Her gün annelerine “Allah’ım lütfen bu gün kimse kimseye yamuk yapmasın Ya Rabbim, Aminnn!” diye korkuyla dua ettirirler. Büyüyünce ne olmak istersin sorusuna “Namus Bekçisi” diye cevap veren delikanlı, deli yürek ağabeyimizdir kendisi.
Ailenin en küçüğü olmanın sıkıntısını çeker. Kimse iplemez, susturulur, namus korumacılığı girişimleri itinayla bastırılır. Damla’nın müstakbel gönül heyecanı olma yolunda ilerlemektedir. Kocası olabilir mi hiç bilemiyorum. En azından eğer reytinglerde bir sorun çıkmazsa 100. bölümden sonraki bölümlerde böyle bir şeyler bekliyorum. Hedefi zenginlik değildir, ama 4 çeker bir arabadan da kimseye zarar gelmez dimi Civanım!
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nedim KARAÇAY (Oyuncu: Berker GÜVEN)
Agah Karaçay’ın yeğenidir. Çocuk hali çok tatlıdır. Isırıp yiyesiniz gelir. Çocuklukta kuzeninin gazabına uğradığı için engelli kalmıştır bahtsızım… Zekâ engeli yoktur, ama bedensel engeli zekâsını göstermesinin önüne geçer. Bazen de Şeniz tarafından etkisiz hale getirilir, koma haline girdirilir. Çünkü Şeniz’in kirli sırlarına çocukluğunda şahit olmuştur. Hayat boyu da bu şahitliğin cezasını çeker.
Tek aşkı Cemre’dir. Cemre ise ona aşırı şefkat duyar. Onu hep korur. Ama arada Cenk ile öpüşmeye falan gider. Gezerler arabada da. Hız falan yapar macera yaşarlar. Öyle yani, ama sever Nedim’i de. Nedim’in en büyük hayali, Şeniz’in ebesinin Şeniz’i doğurduğu güne gidip, onu geldiği yere geri tıkmaktır. Bir de Cemre ile evlenmektir tabi. Yani en azından öyle tahmin ediyoruz biz seyirciler olarak.
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Neriman YILMAZ (Oyuncu: Ayşen SEZEREL)
Seher’in kaynanası, Yılmaz ve Karaçay ailesinin başının belasıdır. Mesleği çöpçatanlık, hobisi ise hortumculuktur. Sahibinden izin almadan satış yapmak gibi huyları vardır. Evi, barkı, arabası olanlar dikkat etsin, bir gün malınızı mülkünüzü sahiplenmeye çalışan birileri çıkarsa, bilin ki oradan Neriman geçmiştir. Eğer iyi para gelecekse eğrisini doğrusuna tutturup, her şeyi kitabına uydurup, allayıp pullayıp karınızı kızınızı da satar Maazallah aman dikkat edin!
Milyon tane evladı vardır, birisi Seher’in kocası (Allah rahmet eylesin) diğeri de paracıklarıdır. Onları bağrına basar, pamuklara sarıp sarmalar. Hem ölür hem de öldürür onlar için…
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Nurten Hanım (Oyuncu: Gamze DEMİRBİLEK)
Karaçay’ların hizmetlisi ve de kıymetlisidir. Çok iyi kalpli, köşkü çekip çevirebilen güvenilir bir hatundur. En kötü özelliği ahretlik olarak yanlış arkadaşlar seçmesi ve yanlış insanların ipiyle kuyuya inmesidir. Sonradan çark ettiği zaman ise bütün bunları geri alamaz. Bak mesela Neriman’ın takımı köşkü istila etti, daha onları çıkarıp atabilene aşk olsun. Bu hata Neriman’a yeter de artar bile. Bundan sonraki bölümlerde muhtemelen, “Agah Bey geldiler, Şeniz hanım gittiler…” falan şeklinde repliklerle göreceğiz Nurten Hanım’ı.
Arada sinirli köşk sakinleri tarafından da azarlanacak, “Çık şu odadan!” “Her şeyle de ben mi ilgileneceğim.” gibi cümleler duyacaktır. Nurten de fal taşı gibi açılmış ve korkmuş şekilde “Peki efendim” falan diyecektir. Ama kim bilir, belki Nurten’in de yıldızı parlar şu dizide de kendisine zengin bir koca bulup Ceren ve Neriman’dan intikamını alıverir. Neden olmasın ki taa Hatay’dan gelip buluyorlar da, Nurten köşkün içinde o kadar gelen gidenin arasında mı koca bulamayacak. Hıh! Gülmeyin öyle, bir cilveye bakar vallahi!
[/box]
[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Bir sonraki yazı : Zalim İstanbul 1. bölüm 1. kısım
[/box]