Aldatılmak hiç şüphesiz ki bir kadının ya da erkeğin başına gelebilecek en travmatik durum. En basit aldatmacalı şakalar bile bizim moralimizi bozarken, hayat arkadaşın tarafından adeta boynuzlanmak, elbette bizi büyük hayal kırıklığına uğratacaktır. Bu doğal bir durum. Ancak bizim doğal olmadığını düşündüğümüz durumlar da var. Bunlardan birisi “aldatıldığı halde ayrılmama” durumu… Bu enteresan durumu ise genelde kadınlarda görürüz. Peki sorarım size, bir kadın neden aldatıldığı halde ayrılma yoluna gitmez? En küçük sebepten en büyük sebebe doğru sıralayalım:
Cevap 1: Aldatılmayı normal karşılamak
Batılı zihniyetle açıklamanın mümkün olmadığı, mezhebi geniş bir gruptur. Aldatılmayı ya da aldatmayı bir insanlık zafiyeti olarak görmez. Hatta bir ihtiyaç olduğunu düşünür. Bu gruptaki insanlara söyleyecek pek bir şey yoktur. Neyse ki sayıları az bir gruptur.
Cevap 2: Yaşam standardını bırakmayı istememek
Kocası zengindir ve yaşam konforu tam sistemdir. Böyle ortamların sıcaklığını bırakıp yeni maceralara yelken açmak çok zor olur genelde. Eğer çocuk da varsa onun da düzenini bozmak istemez. Tek başına kaldığında çocuklarının eski alışkanlıklarını sürdürmek zor olacaktır. (Okul, hobiler, arkadaş ortamı vs…) Hele ki baba evinde türlü türlü maddi sıkıntılar çekilmişse oraya geri dönüş daha zordur. Bu yüzden fazla kaşımaz durumu. Hem aldatılma gerçeğiyle yüzleşmesini engelleyecek türlü türlü seçeneği vardır. Kolayca yeni bir hobi edinebilir, bir spor salonuna yazılabilir ve parayla satın alabileceği pek çok aktivite yapabilir. “Amaaan zaten aldatmayan erkek mi var bu dünyada. Benim ihtiyaçlarımı karşılasın bana yeter.” der, bu ağır durumun üstesinden kolaylıkla gelebilir.
Cevap 3: Çocuklarını rezil etmeyi istememek
Gerçek şu ki kadınlar çocukları için her şeyi göze alabilir. “Aldatılmaya katlanmak” da buna dahil. Uzmanların da sık sık vurguladığı gibi, 18 yaşın altındaki çocukların anne ve babasının boşanması gerçeğini kaldırabilmesi çok zordur. Ayrıca ayrılık sonrası çocuk alıştığı ortamdan uzaklaşmak zorunda kalır. Hızlı değişiklikler bir çocuğun psikolojisine asla yaramaz. Mutlaka olumsuz sonuçları olacaktır. Bu yüzden bir anne olarak kadınlık gururunu bir kenara bırakıp, sadece yatağını ayırmak ve 24 saat trip yapmak suretiyle dizini kırıp evinde oturmayı tercih eder. Kocasının ise takıldığı kadın ile ciddi bir ilişki sürdürmeyeceğini umarak çocuklarına bakmaya devam eder.
Cevap 4: Eşine bağımlı olmak
Hem duygusal hem de maddi anlamda eşine bağımlı olanlar vardır. Gemileri yaktığında karşılaşacağı duygusal ve ekonomik zorluklar kadının gözünü korkutur. Ayrıca eşini aşırı sevmesi de kalması ve mücadele etmesi için diğer bir sebep.
Cevap 5: El alem ne der?
Çoğumuz bu duruma düşmez miyiz? Hiç kimse “aldatılmış ve mutsuz kadın” şeklinde algılanmak istemez. Özellikle sosyal medyada çok sık “mutlu aile tablosu” paylaşımları yapanlar için el alemin ne dediği çok daha önemlidir. Bu kişiler boşanma ihtimalini düşündüklerinde, sosyal medyada “Tanışma yıl dönümümüzde kocişimden 50 kırmızı gül! Seni seviyorummm kocacııımmm!” açıklamasıyla paylaştıkları o fotoğraf gelir akıllarına. Düşman sevindirmek istemezler haliyle. Haklılar da. Pek çok dost görünen kokonalar böyle haberlere içten içe sevinir çünkü.
Cevap 6: Şiddete uğrama korkusu!
Maalesef toplumumuzda yontulmamış erkeklerin sayısı düşündüğümüzden çok daha fazla. (Diğer toplumlar da aynı bence.) Hem aldatıp hem de zeytinyağı gibi üste çıkan, terk edilmeye ve bedel ödemeye tahammül edemeyen maganda tipteki erkeklerin şerrinden korkarak, bazı kadınlar başına gelen bu ihaneti hem kendinin hem de çocuklarının can güvenliğini sağlamak için sineye çekmek zorunda kalabilir.
Kısacası aldatıldığı halde ayrılmayan kadın da normal bir kadındır, uzaylı değildir. Aldatılmamış olanlar ve o kadınların yerinde olmayanlar bunu pek bilemez. Bu yüzden klavye başında ahkam kesmeyi bırakın ve kocalarının bu hatalarını görmezden gelen, affeden ya da terk etmeme yolunu seçen kadınlara bol keseden “gurursuz” damgası yapıştırmaktan vazgeçin! “Vardır bir sebebi” deyin ve yolunuza devam edin.