Her şeyi bırakıp gitmek
Bir çoğumuzun kalbinden geçti her şeyi bırakıp gitmek; ama çok azımız bunu gerçekleştirebildi. Ne kadar özgür hissettiren bir cümle, öyle değil mi? Hele ki bizi en çok üzdükleri anda bunu yapabiliyor olmak paha biçilemez. Ancak maalesef hiçbirimiz bir anda her şeyi bırakıp gidebilecek özgürlüğe ulaşamayacağız. Bu kadar özgür olabilmemiz için ise kaybedecek hiçbir şeyimizin olmaması gerekir. (Ya da kaybedecek hiçbir şeyimiz yokmuş gibi hissetmemiz gerekir.) Anlayacağınız her şeyi bırakıp gidebilecek durumda olmak, sizi zannettiğiniz kadar mutlu edebilecek bir şey değil. Tam aksine kedere boğabilecek bir şey.
Her şeyi bırakıp gitmek neden bu kadar zor? Gelin maddeler halinde birlikte inceleyelim:
- Gittiğinizde ardınızdan ağlayacak en az bir çift göz vardır çünkü. Bunu bilirsiniz. Size ihtiyacı vardır onun. Onu da alıp gitme imkânınız yoktur. Onun maddi manevi ihtiyacını karşılayabilecek güvendiğiniz birisi de yoktur.
- Her şeyin düzeleceğine dair halen bir umut taşıyorsunuzdur. Bu yüzden kalıp mücadele etmek istersiniz.
- Sonuç alınsa da alınmasa da ortaya konmuş bir emek vardır. Emek vermek ise insanı o şeye fena halde bağlar, yine gidemez.
- Gittiğiniz yerin size daha iyi hissettireceğinden emin olamazsınız. Sıfırdan başlamak, her şeye yeniden emek verip inşa etmek zor gelir.
- Hangi yolu seçerseniz seçin, illa ki sizi yoracak olan bir zorlukla karşılaşacağınızı içten içe bilirsiniz. Sadece oyuncular değişecek, ama sınavlar her ortamda aşağı yukarı aynı olacaktır.
- İnsan ne kadar kin duyarsa duysun, kaçıp gitmekte ne kadar haklı olursa olsun, yine de kendi kanından canından olan o insanlara ihtiyaç duyacağını ve onları acı bir hasretle anacağını çok iyi bilir.
Boşuna kaçıp gitme hayalleri kurmayın dostlar. Emin olun istediğiniz asıl şey bu değil. Bence ihtiyacınız olan tek şey, yaşadığımız şu hayatın cennet hayatı olmadığını ve arayışta olduğunuz huzurun kimsede olmadığını kabullenmek…