Doğru erkeği buldum mu?
Umarım bu soruyu sormak için geç kalmamışsınızdır. Aksi halde gerçeklerle yüzleştiğinizde boşanmanın getirdiği zorluklar isimli yazıyı okumak zorunda kalabilir ve okuduklarınızdan memnun kalmayabilirsiniz. Kendinizi geri dönüşü zor olan bir yola sokmadan önce bunu sorgulama ihtiyacı duyduysanız sizi tebrik ederim. Akıllı bir insansınız vesselam. Lafı çok da uzatmadan doğru erkek kriterlerini açıklığa kavuşturalım ki, siz de nasıl bir tiple beraber olduğunuz konusunda aydınlanın.
Not: Her kadının doğru erkeği farklıdır. Kimisi aile kurmak istiyordur ve iyi bir eş ve iyi bir baba profili arıyordur. Kimileri ise evliliğe inanmıyordur; sadece iyi seks yapabileceği bir partner arıyordur. Ama biz marjinal örnekleri bir kenara bırakıp, aile-toplum-kültür üçlemesine uygun olan beklentilere odaklanacağız.
Doğru erkeğin özellikleri:
- Sizin karşınızda durmaz, yanınızda durur. (Doğru erkek, sizin başarınızla ve fikirlerinizle gurur duyabilen erkektir. Sizinle aynı fikirde olmasa bile size desteğini hissettirir. Bir rekabet ortamı oluşturmaz.)
- Sohbetleriniz güzel geçer, size bir dost sıcaklığı hissettirir. (Bu dünyada para, güzellik ve diğer detayların büyüsü geçicidir. Bir süre sonra alışkanlık haline gelir ve eskisi kadar etkilememeye başlar. Oysa samimiyet, tatlı sohbetler ve arkadaşlık kurabilmek çok özeldir ve ilişkiye değer katıp tekdüzelikten kurtaran olgular da bunlardır.)
- Size iyi hissettiren insanlarla görüşmenize kısıtlama getirmezler. (Ailenizden ya da arkadaşlarınızdan koparmaya çalışmazlar. Onların size birer nefes kaynağı olduğunu bilirler. Ancak hiç olmayacak güvensiz tiplerle görüşmenizi istemiyorsa bu konuda anlayışlı davranmanızda sakınca yok. Hepimiz az çok kimin bize yaramayacağını tahmin edebiliriz. Belki de o kişileri hayatımızdan elemek için güzel bir fırsat olabilir.)
- Sizinle olan her görüşmesinde heyecan duyar, size mutlaka zaman ayırır. (Tabii ki her görüşmedeki heyecan seviyesi aynı kalmayacaktır, ancak zar zor buluşma ayarlattığınız, gözü saatte olan, arkadaşlarından gelecek “halı saha maçı” haberini bekleyen, yanınızda yüzü asık dolaşan ve hiçbir sözünüze tahammül göstermeyen birisi heyecanını yitirmiştir. Onun sizinle buluşması bir alışkanlık göstergesidir. Sevgi görünür derecede bitmiştir.)
- Size öncelik verir. (Sizinle olan görüşmelerini diğer işlerine göre ayarlamaz, işlerini size göre ayarlar. Hayatındaki tüm akışlarda sizi de hesaba katar. İlişkinize zarar verebilecek eylemlerden kaçınır. Tercihlerini sizden ayrı düşmeyecek şekilde yapmaya çabalar.)
- Sizi değiştirmeye çalışmaz. (Sizi olduğunuz gibi kabul eder. Aksi halde ne siz ona uygunsunuzdur ne de o size. Dayatmanın hüküm sürdüğü bir ilişkinin devam etmesinin bir anlamı olmaz.)
- Öfkeli anlarında huyu kökten değişmez, beyefendiliği elden bırakmaz. (Hepimiz öfkelenebiliriz ve öfkelendiğimizde ise stabil halimizi korumakta zorlanırız. Önemli olan hanımefendi / beyefendi çizgimizi ne ölçüde koruduğumuzdur. Öfke anında ağzına geleni söyleyen, gözü kararan, cana ya da mala zarar veren bir şahsiyet gözlemliyorsanız, mümkünse kaçarak uzaklaşın ve telefonlarınızın hatlarını değiştirin. Hatta eğer imkanınız varsa kendinizi unutturana kadar ülke de değiştirebilirsiniz.)
- Yanında kendinizi rahat hissettirir, ailenizle tanıştırmaktan çekinmezsiniz. (Eğer sevdiğiniz adamı ailenizle tanıştırma konusunda tereddütleriniz varsa, o ilişkinin ne kadar samimi devam ettiğini sorgulama vaktiniz gelmiş demektir. Çünkü bu tereddütler kültür, alışkanlık ve statü ile ilgili tereddütler olur. Bu ise sevgilinizin hayat görüşü, aile yapısı ve farklı statülerdeki insanlara yaklaşımlarından ötürü gelişir. Samimiyet problemi ise genellikle karşılıklıdır.)
- Sizin isteklerinizi genellikle reddetmemeye çalışır; ama kendisini aşan durumları da size dürüstçe izah eder. (Her şeye “evet” diyen erkek her kadının hayali gibi algılanır. Ancak işin derinliklerine indiğimizde aslında öyle olmadığını görürüz. Sınırlarını belirlemeyi bilmeyen erkeklerde o ilişkiye bağımlılık söz konusudur. Bağımlı kişilikler insana hayatı zindan eden kişiliklerdir. Adeta “huzur tacizi” boyutuna gelir. Bu yüzden her şeye “evet” diyen birisiyle tanışırsanız, onun neden evet dediğini iyi sorgulayın ve davranışlarını iyi gözlemleyin. Çünkü bize ipleri elimizde olan bir kukla değil, fikirleri ve çizgileri olan adam gibi adamlar lazım.)