[box type=”shadow” align=”” class=”” width=””]
Civan’dan Cemre’ye ayar!
Ceren belli ki Nedim’i kıskanıyor ki hesap soruyor ablasıyla olanlar hakkında. Farz et ki seviştiler? Ne olacak ki yani? İki kuruş değer vermez, ama kaptırmayı da sevmez şımarık yelloz! Sanıyor ki her kırıttığı peşine köpek olacak. Bulmuş stres topunu hırpalayıp durur artık her kafası attığında.
Şeniz ise ne yaptı etti Agah’a kendisini affettirdi. Agah güzel laflar etti bu süreçte. “Eserim gürlerim, zeki olduğumu, insan sarrafı olduğumu zannederim ama hepsi laga luga. Benim karşımda alnıma silah dayayıp beynimi sarımsaklı ve ekşili kelle paça çorbasına döndürsen ‘ah’ demem; ama sırtımdan vuranı evladım olsa affetmem!” deyip koydu lafı. Öptü hanımcağızının ellerinden ve konuyu kapattı. Şeniz ve Cenk şimdilik yırttılar. Ama işleri hâlâ çok zor… Çünkü eşek yüküyle sırları var. Her neyse Şeniz 11 bölümde 1 kere işe yaradı ve köpekliğini yapan Şahin piyonunu yakarak Cemre’nin fidyeci bir hırsız olmadığını kanıtlar nitelikte başka bir skandala imza attı. Para verdirip ortalığı yaktırdığı otel sahibinin oğlunu da gammazladı polislere. Bu kadının iyilikleri bile kan donduruyor anasını satayım!
Agah şaşkın! Kaçırma kaçıklığı dışında gelişen olayların sorumlusunun Cemre olmadığını öğrenmek Agah’da şok etkisi yarattı. Ama geri adım atmaya da hiç niyeti yok. Önce işin doğrusunu öğrenmeye çalışacak, eğer öğrenemezse de pek çok kişinin pek de hoşlanmayacağı bir karara imza atacak. Pek çok kişinin hoşlanmadığı bir şeyler varsa, birkaç kişinin çok hoşlanacaktır bu durumdan, orası kesin. Kafalar karıştı biliyorum; ama çok da yormayın saksıyı. Nasılsa izleyip öğreniyoruz. Senarist bizim yerimize hayal edip hayallerini yansıtıyor, bizim yerimize tasarlayıp düşünüyor nasılsa.
“Bu kadın!” diyerek kelepçeletip Merkeze gönderdiği anası kıymete bindi Ceren’in. Görür görmez sarılıyor hemen. Taraf seçmeye zorluyor bütün bu olanlar. Seher düşecek bütün bu tufalara bir gün. Sonuçta bu dizi karakterlerinin kaderidir. Karakterlerin özsaygısının içine etmeden bırakır mı hiç senarist? Özsaygıyı korumamak için her zaman iyi bir sebepleri var. Anne olduğu için, çaresiz olduğu için, sırları olduğu için, paraya ihtiyacı olduğu için, işinden atılmamak için ya da sayamadığımız diğer tüm bahaneler için… Hep bir şeyler için. O zaman özsaygı denilen şey niye var? Lüks bir olgu mu bu? Bu da mı satın alınıyor? Olmasın o zaman. Hepimiz ezik gelip ezik gidelim. Hep birileri yüzünden boynumuzu bükelim, onlar ortalıkta at koştursun, biz de onların arkalarını toplayalım ohh ne âlâ memleket!
Agah da Nedim’in Cemre tutkusundan bıkmış durumda. Adam haklı. Haklı da, Cemre gittiğinde de o evde Nedim için kaygı edecek tek bir adam bile kalmayacak. Kara günlere kalacak başında Ceren ve Şeniz iblisleri varken. Nurten kaygı ediyor ama etkisiz eleman olarak kaygı ediyor. Bir iki “höst” dedik mi pısıp terk ediyor odayı. Cemre gibi yırtık davranamıyor. Yırtık davranmasına da gerek yok aslında, çaktırmadan yardım etse de olur. Ama hiç kimse elini taşın altına koymuyor. İyiler suskun, kötüler sahada.
Ceren de karnındaki bebeğe güvenip ortalığı yakıp yıkıyor; ama Civan iyi haşladı ablasını. “Biz senin iki cansız halini de biliriz.” dedi . Bir güzel koydu lafları. Neriman’a da bir güzel bağırıp çağırdı. Ama en sonunda sümüklü anası yüzünden yutmak orunda kaldı Ceren’in laflarını. En azından Civan’ın yerinde olabileceğimi tahmin ederek diyorum ki Civan’ın yerinde olsam daha o dakika, o saniye çıkar giderdim o evden. Analık hakkı manalık hakkı dinlemezdim. Böyle bir şeyi dinlemek zorunda değil kimse. Onursuz bir hayat en çileli hayattır diye düşünüyorum.
Ceren’in Nedim’e olan zulümleri bizim en çok canımızı acıtan kısımlar. Diğerlerinin birbirini ne kadar yediği umurumda bile değil çünkü hepsi birbirinden mal; ama ucu Nedim’e dokunan, Nedim’in üzüldüğü, Nedim’in korktuğu sahneleri izlemek canımı çok acıtıyor. Evet, dizi olduğunu bilsem bile üzülüyorum. İnşallah dizi boyunca Nedim hep masum kalır, gönüllerimizi kırmaz. Çok sevdik çünkü biz onu.
Zalim İstanbul 11. bölüm 4. kısım izle
[/box]